NEDİR BU KARMA ?

Son zamanlarda oldukça viral olan ve çoğu kişinin bilinçli – bilinçsiz fark etmeksizin kullandığı iki
kelime vardır ki; ‘’bireylerin kendilerini değerlendirdikleri bir öğreti’’ olarak da tabir edebileceğimiz,
kişinin gerek nefsi gerekse kendi benliğini terbiyede kullanabileceği bir anlayış : KARMA YASASI. Peki
nedir bu karma yasası? Nereden geldi günümüze cuk diye oturdu 
Oldukça derin ve hakkında sayfalarca yazılması gerekecek bir konu olsa da en sade üslup ile
anlatacağım. Yasanın çıkış kökenini çok uzakta aramamamız gerektiğini düşündüren bir atasözüyle
konuya giriş yapalım o halde. ‘’Ne ekersen onu biçersin.’’ Antik Hindistan’da ‘’yapmak – harekete
geçmek’’ anlamlarına gelen ve ‘‘kri’’ sözcüğünden türemiş olan karmik yasa, karmik düzen
anlamlarında da kullanılan karma yasası aslında başımızdan geçen her olayın sorumlusudur . İyi veya
kötü yaşadıklarımız, davranışlarımızın birer sonucu olduğunu savunur. İnsanların başlarına gelenler
üzerindeki kontrolü ne kadar az olsa da kendi eylemleri hakkında tam kontrole sahiptir. Karma
yasasına göre de bireyler, düşünceleri veya eylemleri ile iyi veya kötü bir yaşantıyı çağırmış olurlar.
Yani kötü bir durumla karşılaşan kişinin aslında şanssız olmadığı, karmadan etkilendiği söylenebilir.
Veyahut başına iyi şeyler gelen bireylerin çok şanslı olduğu da söylenemez. İşte bu yüzden, ne
ekersen onu biçersin; sevgi eken sevgi, kötülük eken kötülük biçer yaşam toprağına…
Peki bu karma, hayatımıza iyi bir yön versin istiyorsak ne yapmalıyız?
Öncelikle bunun için eğitilmiş bir bilinç gereklidir. Kişi bazen başına gelen olaylara müdahale
edemez ya da gelmemesi için yapabileceği hiçbir şey olmaz. Bu gibi başımıza gelen ama kontrolü
bizde olmayan olaylar ve durumlar kaderin konusudur, buna sonraki yazılarımda değineceğim.
Kaderin konusu dışında kalan başımıza gelmiş tüm olay ve durumları kişi gerek eylemleri gerek
düşünceleriyle hayatına çağırmıştır. ‘Ayağına taş değse kalbini yokla’ diyen Hacı Bektaş-ı Veli de
karmanın an be an hayatımızda olduğunu, durmadan çalıştığını, insanların yapacakları eylemlerin
sonuçlarını düşünerek hareket etmeleri gerektiğini şiddetle vurgulamıştır. Kişi bu bilince sahip
olduğunda kendini iyi eylemlerin öznesi haline getirmelidir ki karma yasasının olumsuz sonuçlarıyla
yüzleşmek durumunda kalmasın. O halde eğitilmiş bir bilinç ve iyi düşünme, iyiyi telaffuz etme, iyi
davranma üçlüsünü de misyonumuz haline getirdiğimizde hayatımızdaki olumlu değişimlerden
kaçmak imkansız hale gelir. Ve son olarak karmanın ne olduğunu gerçekten anladığınızda,
hayatınızdaki her şeyden sorumlu olduğunuzu anlarsınız. Hem geleceğinizin kendi ellerinizde
olduğunu bilmek muazzam derecede iyi hissettirmiyor mu!?
Sevgiyle kalın…