Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Header reklam
İsmail Atasever

SIKINTI DEVAM EDİYOR

Yıllara varan süreçte gözlenen bir durum vardı ki, ne yapılsa ne edilse de henüz üstesinden gelinmiş değildi.

Bunun üzerine, her daim gündeme geldiği için bir takım şikâyetler olmuş,

Daha da ileri gidilerek konu, özellikle siyasi partilerin yerel ve parlamento nezdinde temsilcilerine kadar uzanmıştı.

Buna karşın vurguladığım gibi değişen çok fazla bir şey olmamıştı.

                                                                        ***

Aslında talebin altında yatan tek bir nokta vardı.

Halkın haber alma ve bilgi edinme hakkı adına görev yapan gazetecilere, bir takım kolaylıkların sağlanması.

Sözlerim yanlış anlaşılsın istemem.

Demokrasinin hakim kılındığı her ülkede bu tür bir talebin, kişisel çıkarlarla ilgisi yoktu.

Sadece, önemli bir takım gelişmeleri kamuoyunun bilgisine sunmak isteyen basın mensuplarının, üstlendiği görevi yerine getirmeleri noktasında kolaylıklar sağlanmasından başkası değildi.

Belirtiğim gibi başkaca hiçbir beklenti olmadığı için isteniyordu ki gelişmeler, kamuoyunu aydınlatacak şekilde ve de hiçbir engellemeye uğramadan, doğru ve süresi içerisinde aktarılsın.

Dolayısıyla bu takdirde gereği yerine getirilmiş olurdu.

                                                                         ***

Ne var ki, değildi.

Sadece günümüz koşullarında değil, geçen nice süreler içerisinde de basın mensuplarına karşı, istenmeyen bir takım tavırlar sergilenmişti.

Bihakkın görev yapmak isteyen gazetecilere, zaman zaman hiçte yakışık almayan yaklaşımlar içerisinde olunmuştu.

Üstelik bununla da yetinmeyenler, işi fiiliyata kadar götürmekten çekinmediler.

Şimdi…

Gelişmelerin seyri içerisinde kimler nasıl bir görüşün sahibi olsa da ast olan, kabul edilebilir yaklaşımların sergilenmesiydi.

Ne var ki olmadı.

Dolayısıyla beklentiler karşılık bulmamıştı.

                                                                             ***

Bu arada, gözlenen gelişmeler üzerine çoğu kez dile getirilmesine karşın tam anlamıyla karşılık bulmayan önemli bir nokta vardı.

Bir kez daha vurgulamak gerekirse;

“Mesele farklı perspektiften bakıldığı için basın mensuplarına karşı takınılan tavırlar, yakışık almadığı gibi asla kabul edilemezdi.

Kaldı ki bu durum sadece totaliter bir rejimle yönetilen ülkelerde geçerli olan bir yaklaşım tarzıydı.

Türkiye, demokrasinin egemen kılındığı bir ülke olduğuna göre bu tür yaklaşımların yeri yoktu”

En azından olmaması gerekirdi.

Kısaca, kimler nasıl bir görüşün sahibi olsa da bu tür yaklaşımlar, kabul edilebilir bir durum olmaktan uzaktı.

                                                                          ***

Hal böyle iken dense ki gelişmeler, istenen boyutta mı?

Üstlendiği görev ve taşıdığı sorumluluk gereği basın mensupları, layıkıyla görevini yerine getirebiliyorlar mı?

Kısaca demokrasinin daha bir egemen olduğu ülkelerde gözlendiği gibi gazeteciler, yasanın öngördüğü müeyyideler doğrultusunda gelişmeleri halkın ilgi ve bilgisine sunabiliyorlar mı?

Ve da ha cevaplanması gereken ayrıntılar…

Kabul etmek gerekir ki, sadece ülkemizde değil dünyanın neresinde olursa olsun gazeteciler, bir şekilde çeşitli sorunlarla yüz yüze gelmektedirler.

Hem de her daim.

Kuşkusuz bunun anlamı, kritik içerikteki bir takım olayların sansür adı altında değerlendirilmesidir.

Aslında konuya ilişkin önemli bir nokta vardı.

Elbette basın mensupları, yasanın kendilerine tanıdığı haklar doğrultusunda gelişmeleri kaleme alırlar.

Bazıları da TV ekranlarından halkın ilgili ve bilgisine sunarlardı.

İlişkin olarak keyfiyet ve tarafsızlık söz konusu olamazdı.

                                                                              ***

Gözlenen gelişmeler noktasında yasal bir çerçeve vardı.

Gazetecilerin gündeme getirdiği konular ve TV ekranlarından sunduğu gelişmeler, yasayla belirlenen müeyyideler çerçevesinde geçerlilik kazanırdı.

Değilse bir takım sıkıntılar doğardı.

Bunun üzerine dense ki, bu durum ülkemizde istenen boyutta mı?

Özellikle basın mensupları, rahat bir şekilde görev yapabiliyorlar mı?

Yoksa bir takım engellemeler mi söz konusu?

Aslında zaman zaman konuya yönelik olarak bir takım gelişmeler gözlenmiyor değildi.

Buna neden olan da yürürlükteki yasanın çoğu kez farklı yorumlanmasıydı.

Hal böyle olunca basın mensupları SANSÜR UYGULANIYOR yaklaşımı içerisinde olurken, yargı mensupları da YASANIN AMİR HÜKÜMLERİ YERİNE GETİRİLİYOR şeklinde açıklamalarda bulunuyor.

Sonuçta basın kuruluşları ve fiilen görev yapan gazeteciler adına olmazsa olmaz bir durum, tam anlamıyla açıklık getirilemediği için BİR SIKINTIDIR DEVAM EDİP GİDİYOR.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER