Muğla’nın Menteşe ilçesinde faaliyet gösteren kadın dernekleri, sivil toplum kuruluşlar ve siyasi partiler, “Cemaatler, tarikatlar kapatılsın. Laiklikten vazgeçmiyoruz” pankartıyla çocuk yaşta yapılan evliliklere ve çocuk istismarına tepki gösterdi.
Menteşe’de faaliyet gösteren kadın dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya gelerek, çocuk yaşta yapılan evliliklere ve çocuk istismarına tepki gösterdi.
Yurttaşlar ellerinde “Cemaatler, tarikatlar kapatılsın. Laiklikten vazgeçmiyoruz”, “Çocuk istismarı suçtur, aklanamaz. Karanlığınızı yırtacağız”, “Tarikatlara, cemaatlere karşı yürüyoruz” pankartı taşıdı.
Öğrenci Veli Derneği Muğla Şubesi adına açıklama yapan Deniz Çalışkanlar, şunları söyledi:
“Bir Çocuk dünyayı değiştirebilir. Bizler de o çocuk için bu dünyayı değiştirmeliyiz. Aladağ’da 40 kız çocuğunu yurda kilitleyip canlı canlı yakanlar, Ensar Vakfı’nın yurdunda erkek çocuklar taciz ve istismara uğrarken ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenler, Enes Kara’nın ‘Beni bu karanlıkta yaşamaya mecbur bıraktılar’ sözüne kulağını tıkayanlar, bugün 6 yaşındaki bir kız çocuğunun gericiliğe, yobazlığa ve ataerkine kurban verilmesine ses çıkarmayacaktır. Ama biz susmayacağız.
“OKULDA OLMASI GEREKEN BU KADAR ÇOCUK NEREDE?”
Laik, bilimsel, kamusal eğitimi kaybettiğimizde ilk kaybedenler çocuklarımız oluyor. 6 yaşından itibaren yıllarca süren bu karanlığı yaşayan bir kadının cesareti sonucu, neleri kaybettiğimizi en acı şekilde algılıyoruz. Yıllardır tarikatlarda ve cemaat evlerinde çocukların, gençlerin yaşadıkları istismarı, karanlık dünyayı biliyoruz. MEB’in verilerine göre 1 milyon 200 bin 892 çocuk örgün eğitimin dışında. Okulda olması gereken bu kadar çocuk nerede? Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda olması gereken eğitim öğretimin; vakıflara, derneklere, tarikatlara ve cemaatlere devredilmesi sonucu, okullarda üniversitelerde ve yurtlarda protokol imzalanarak; söyleşi, kamp, konferans vb etkinlikler yürütüldüğünü biliyoruz. Evrensel ve anayasal bir hak olan eğitim kamusal bir hizmettir ve ancak Eğitimciler eliyle yürütülür. Hangi isim altında olursa olsun başka kişi kurum ve yapılara devredilemez.
“BU NASIL ZİHNİYETTİR?”
Tarikatların, cemaatlerin ve vakıfların elini uzatamayacağı, çocukların özgür mutlu ve güvende olacağı bir dünyayı çocuklara borçluyuz. Tüm tarikatlar kapatılana, din ve vicdan özgürlüğü önünde engel teşkil eden tüm gerici odaklar dağıtılana kadar laikliği savunmaya, çocukların ve kadınların uğradığı din baskısını ortadan kaldırmak için mücadeleye etmeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesinin ardından Lanzarotte Sözleşmesini hedef almaları beklenen bir şey. Lanzarotte sözleşmesi ‘Çocukların Cinsel Suistimal Ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir. Birileri neden bu sözleşmeden rahatsız olur ki? Bu nasıl zihniyettir? Size izin vermiyoruz. Kazanılmış haklarımızdan ve hukuksal sözleşmelerden vazgeçmeyeceğiz.
“OKUL OKUL SESİMİZİ BÜYÜTELİM”
Çocuklara sözümüz olsun. Karanlığa teslim olmayacağız. Lanzarotte Sözleşmesini de İstanbul Sözleşmesini de uygulatacağız. Bir çocuğun yaşamını karartan yaşadığımız bu son acıyla birlikte çocuklarımızı okullara gönderirken yaşadığımız kaygı daha da artmıştır. Anne – babalar olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve tüm kamu yöneticilerini uyarıyoruz. İmzalanan tüm protokol ve işbirlikleri bir an önce sonlandırılmalıdır. Öğrenci Veli Derneği olarak aynı zamanda tüm velilere çağrımızdır; Bir çocuğumuzun daha yaşamının kararmaması hepimizin ellerinde. Okul okul sesimizi büyütelim. Protokol ve işbirliklerinin sonlandırılması için çocuklarımızın laik, kamusal, bilimsel eğitim hakkına sahip çıkalım. Tüm velileri protokol ve işbirliklerinin sonlandırılması için birbirimizin sesine ses katmaya çağırıyoruz.
“SİYASAL İSLAM’I DEF EDECEĞİZ”
Menteşe kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Demet Polat ise şunları söyledi:
“Menteşe Kadın Platformu olarak biliyoruz ki cemaat ve tarikatlardaki kadınlara, gençlere ve çocuklara yönelik şiddet ve istismarlar münferit vakalar değil. Cemaat ve tarikatlara verilen ayrıcalıklar, aktarılan kamu zenginliği, siyasal koruma ve cezasızlık, bütün toplumu tehdit ediyor. Cemaat ve tarikatlar güçlendirilerek bütün toplum dinselleştirilmek isteniyor. Toplumsal yaşama yönelik dini dayatmalar en çok kadınların, çocukların, LGBTİ’lerin ve gençlerin yaşamlarını daraltıyor, haklarını ve yaşamlarını gasp ediyor. Biz kadınlar ve bütün muhalefet güçleri yaşamlarımızı, haklarımızı ve ülkemizi bu şımartılmış bir avuç molladan koruyacağız. Mücadelemizi yükselteceğiz. Cemaati değil çocuğu koru. Siyasal İslam’ı def edeceğiz”


Haber :Esma Turan
Bu haber 3 kez okundu.