Deprem Türkiye’nin tarım potansiyeli yüksek (Mersin’den-Elâzığ’a kadar) 12 İlini etkiledi veya etkisini hissettirdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılı verilerine göre depremden doğrudan etkilenen 10 ilin nüfusu yaklaşık 13.5 milyon olup toplam ülke nüfusun %16’sını kapsamaktadır. Depremin doğrudan etkilediği Adana’dan Diyarbakır’a kadar toplam 10 il 3.7 milyon hektar verimli tarım arazilerine sahip önemli üretim potansiyeline sahip illerdir. Antakya ve Adana Türkiye’nin önemli miktarda yaş sebze ve meyve üretimini sağlamaktadır. Osmaniye’de yerfıstığı üretimi Kahramanmaraş’ta biber, pamuk ve mısır üretimi, Adıyaman’da üzüm, tütün üretimi, Malatya’da ise kayısı üretim yapılan başlıca illerimiz.
TÜİK verilerine göre deprem bölgesi aynı zamanda bir hayvancılık bölgesi olup Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman bölgesinde son yıllarda önemli miktarda keçi ve süt inekçiliği yapan çok sayıda hayvan çiftlikleri bulunmaktadır. Deprem öncesi bölgede toplamda 2 milyondan fazla büyükbaş ve 9 milyondan fazla küçükbaş hayvan bulunduğu belirtilmektedir. Bölgede resmi kayıtlı çiftçi sayısının 300 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu bağlamda bölgenin tam bir tarım bölgesi olduğu ortadadır.
Bölgenin geneli tarım ve tarıma dayalı üretim yapmaktadır. Başta köyler ve kentlerin etrafındaki alanlarda tarım ve hayvancılık yapan yüzbinlerce çiftçinin varlıkları ve iş imkânları da ciddi düzeyde zarar gördü. Özellikle kırsalda depremin şiddetli derecede etkilediği alanlardaki çiftçilerin bir kısmı yaşamını yitirdi kalanlarında bitkisel ve hayvansal üretim olanakları ve ekipmanları kullanılamaz hale geldi.
Zaten son dönemlerde gıdaya ulaşma zorluğu başgöstermeye başlamışken, aynı zamanda bir tarım ve hayvancılık bölgesi olan deprem bölgesindeki üretimden uzaklaşma daha da zorluklar getirecektir.
Peki neler yapılabilir ve ne önlemler alınabilir? ÖncelikleKamu olarak öncelikle deprem bölgesinde çok yönlü, organize olunarak durum tespiti yapılmalıdır. Kaç çiftçimiz yaşamını yitirmiş, ne kadar araç, gereç, iş makinesi zarar görmüş, ölen büyük baş, küçükbaş, kümes hayvanı varlığı belirlenmeli.
Bölgenin deprem öncesi ürettiği, tükettiği mal ve hizmetler belirlenerek geleceğe yönelik yaraların nasıl sarılacağı ve yaşamın sürdürülebilirliği sağlanması gerekir. Hangi bölgede ne tür bir yapılanma, tedarik ve imar-onarımın yapılması gerektiği, oluşan zorunlu durum ve ihtiyaçlar acilen belirlenmelidir. İhtiyaca ve duruma uygun olarak yapılacak ilgili iş planları çerçevesinde acil olanlar sırası ile yapılmaya başlanmalıdır. Bölge üreticisine ekstra ve gerekirse karşılıksız desteklenmeler yapılmalı ve tekrar topraklarını ekip-biçer hale getirilmelidir.
Her zaman dediğimiz gibi iş dönüp dolaşıp geliyor Milli Tarım Politikasına. Türkiye Dolar krizi, pandemi, deprem, kuraklık gibi bir çok nedenden dolayı yaşadığı olaylardan ders çıkarmalı ve derhal sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturmalıdır. Yani Milli bir tarım politikasını hayata geçirmelidir.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, kalanlarına sabır diliyorum. Deprem hepimizi çok derinden üzdü ve yaraladı. Yaralamızı hep baraber saracağız.
YORUMLAR