Futbolun büyülü yanlarından biri, herkesin oynayabileceği çok kolay bir oyun olması . Nizami bir top yoksa onun yerini uyduruk bir plastik top da tutabilir.Bazen kağıtlar sıkıştırıp iple bağlanarak yaratılmış tuhaf bir topak ya da teneke gazoz kutusu da iş görür.Çim ,toprak ,halı saha yoksa beton zeminde de koridorda da oynanabilir. Okul bahçesinde tişörtlerden kale yapıp ,evin salonunda sandalyeleri kullanarak da oynayabilirsiniz.
Tüm çocuklar gibi bende futbolcu olacağımı söylerdim. Çok da güzel oynuyordum, hatta harikaydım bile denilebilirdi. Ama sadece rüyalarımda. Hadi onu da geçtim iyi bir taraftar da sayılmazdım.Maça gider ama bağırmazdım ve 45 yaşındayım yine bağıramıyorum.
Güzel bir gol, güzel bir asist güzel bir beste beni mest ediyor. Eduardo Geleano “ Ben basit bir iyi futbol dilencisiyim” der. Hepimiz gerçekten iyi futbol dilencisiyiz. Hele ki sporun bir endüstriye dönüştüğü bu dönemde.Her şeye rağmen düzenli olarak maçlara gitmeye çalışırım.
Televizyonu futbol maçı izlemek için kullanır, hatta sadece bu maksatla yapılmış olduğunu düşünürüm. Daha ne diyeyim, futbolu çok seviyorum.
Bugün ki konumuz futbol sevgisi değil. Konumuz şampiyon Muğlaspor. Her yıl küme düşmeye oynamaya başlamış , sadece geçmişteki başarılarını dinlediğimiz, sağa sola savrulmuş Muğlaspor.
Mahalle takımlarını tercih eden ama Muğlaspor’u tercih etmeyen çocukların yetiştiği bir dönemden bahsediyorum. 3 yıldır Muğlaspor alt yapısında çocuğu olan baba olarak da içler acısı duruma şahit olan biriyim.
Yazıma bir başlık ararken sene başında yaşadığım bir olay aklıma geldi ve başlığı öyle verdim. Ev sahibim, evinden çıkmamı istedi ve bir ev sahibi olma hayaliyle Kıyanç İnşaat’a gittim. Kıyanç İnşaat sahibi Menaf bey karşıladı. Kocaman bir masada dağınık kağıtlar gözüme çarptı. İsimlerin havada uçuştuğu, bazılarının üstüne çizgi çekilmiş bazılarının ise karşısına soru işareti konulmuş yüzlerce isim. Esnafından doktoruna, işçisinden öğretmenine kadar yüzlerce isim. Eşimle ben ev fiyatı soruyoruz, o futbol bilmeyen eşime Muğlaspor’da yapmak istediklerini öyle bir heyecan ile anlatıyor ki elleri titriyor. Hatta hocam sende olur musun yönetimde diye sordu. Bu işi daha iyi yapacak kişilerin olduğunu söyledim ve ne kadar haklı olduğum ispatlandı.Tüm yönetime tebrikler.
Her neyse o gün Menaf beyin heyecan ve isteğini görünce umutlanmıştım ama işinin zor olduğunu biliyordum.
Para yok , tesisler içler acısı, iki taraftar grubu birbirine girmiş , taraftar maça gitmiyor daha neler neler…
Menaf bey ve yönetim zor olanı yaptılar ve Muğlaspor’u şampiyon yaptılar.
Ne mi yaptılar; tüm kurum kuruluşların müdürlerini ziyaret ettiler. En zoru bu olsa gerek. Tüm şehri ayağa kaldırdılar. Okullardaki veli guruplarına kadar mesajlar atıp maçlara davet ettiler. Her kesimden siyasi grupları aynı tribünde topladılar. Bir futbol seyircisi ve sosyal medya kullanıcısı olarak bunlar sadece gördüklerim. Ekonomik sıkıntıları nasıl atlattıklarını tahmin ediyorum ama tam bilmem mümkün değil. Sonuç olarak kutuplaşmanın bölünmenin üst seviyede olduğu bir dönemde tüm kenti aynı tribün altında toplayan , aynı şarkıyı söyleten başta Menaf Kıyanç başkan olmak üzere yönetim kuruluna ve katkısı olan herkese bir iyi futbol dilencisi olarak teşekkürler…
Artık bundan sonrası daha zor. Tüm Muğla halkını taşın altına elini sokmaya davet ediyorum. Sadece kıçına karton alıp çekirdek yemekle olmaz. Torununa, oğluna, kızına formalar atkılar alacak. Sigaranın 80 TL olduğu bir dönemde 200-300 TL verip bilet alacak. Aday adayları nasıl seçim zamanı tribünde fink atıyorsa bundan sonrada tüm maçlarda hem stadyumda olup hem de ekonomik katkıda bulunmalılar.Yerel yönetimlerden tutun da kahvedeki okey oynayan amcaya kadar herkes bir şeyler yapmalı.
Muğlaspor, tüm Muğla’nın ortak değeridir.
YORUMLAR