Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Buket Çimen

SINANMAK

Çok sevdiğim bir sufistin bir sözünü okumuştum. ‘’Sınanmadığın hiçbir şeyin efendisi olamazsın.
Öfkeyle sınanmadıysan sakin bir hayatın hazzını yaşayamasın. Başarısızlıkla sınanmadıysan zaferin
tacını takamazsın.’’ Ne kadar da haklıydı!
Ölümle sınanmadıysan da yaşamın güzelliklerini göremezsin. Sevgisizlikle sınanmadıysan karşılıklı
sevginin kıymetini bilemezsin… ‘’Sınanmak; bir savaşa yenik düşmek, bundan ders çıkarmak veya bir
savaşın galibi olmak değildir her zaman. Sınanmak bazen seçim yapmaktır. ‘’
Bazen de seçimlerinin sonucuna katlanmaktır. Şöyle ki: Zamanın birinde küçük bir kasabada
güzelliği dillere destan bir genç kız yaşarmış. Kendisiyle evlenmek isteyen genç, asil, yakışıklı
prenslerin hiçbirine bakmaz, kendisine layık görmez imiş. Aynı kasabadan bir genç delikanlı da diğer
prensler gibi gönlünü bu güzeller güzeli kıza kaptırıvermiş. Niyeti de ciddiymiş. Annesiyle haber
salmış. Genç kız: ‘’benim güzelliğim senin cılız çilli oğluna mı kalmış’’ demiş. Bunu duyan genç
kalbinde büyük yara ile kasabayı terk edip bir yuva kurmuş. Gel zaman git zaman kasabaya geri dönen
genç, karşısına çıkan ilk kişiden o güzel kızın nerede yaşadığını öğrenmiş. Güzel kızın kapısından kel,
şişman çirkin mi çirkin kaba bir adam çıkagelmiş. Dayanamayıp eve giren genç adam, güzel kıza sualini
yöneltmiş: ‘‘sen ki hiçbirimizi beğenmedin, nice kısmetlerini geri çevirdin. Nasıl oldu da böyle biriyle
evlendin’’ Genç kız yanıtlamış: ‘’sırrımı paylaşırım fakat önce gül bahçemdeki en güzel gülü koparıp
geleceksin, yalnız tek şartım ilerlerken asla geriye dönmeyeceksin.’’ Genç adam peki demiş ve
birbirinden güzel güllerin arasında ilerlemeye başlamış. Önce kırmızı bir gül görmüş tam ona
uzanacakken ilerdeki pembe gül gözüne ilişmiş. Tam pembe gülü koparacakken de ilerdeki sarı gül
dikkatini çekmiş. Bir türlü karar verememiş. En güzel çiçeği bulacağım derken bir bakmış ki bahçenin
sonuna gelmiş. Geriye dönemeyeceği için de bahçenin sonundaki cılız solmuş gülü koparıp genç kıza
götürmüş. Bunun üzerine genç kız eklemiş: ‘’ Bak gördün mü her zaman daha iyisini bulmak isterken
ömür geçer ve sen en kötüsüne razı olmak zorunda kalırsın’’ hikayedeki genç kız da ömrünün geri
kalanını yaptığı seçimlerinin sonucuna katlanarak geçirmek zorunda kalmış. Aslında karşısına çıkan
kısmetler onun sınanacağı yolda seçim yapamamasına ve en nihayetinde yaptığı seçimin sonucuna
katlanarak sınanmaya en açık biraz da acı bir örnek olmuş bizlere…
Son olarak sevgili okur, bazen de aramak bir sınanmadır. ‘Çünkü hayatta şikayet ettiğin ne varsa bil ki
sen aradığın için bulmuştur seni. Neyi aradığına dikkat et bu yüzden. Sevgi arıyorsan önce kendini
sevmelisin. Hoşgörüden yoksun yargılayıcıysa şayet tutumların, senin aradığın yalnızlıktır.’ Sen
hoşgörüyü arıyormuş gibi görünüp yalnızlığı çağırmışsındır. Ama üzülme; neydi sözümüz ?
sınanmadığımız hiçbir şeyin efendisi olamayız. Bugün yalnızlıkla sınanıyorsan sevginin efendisi
olacağın içindir. Ben sevginin efendisiyim çünkü yalnızlığın tüm kapılarını kırdım…
Sevgi ve ışıkla…

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER