Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Header reklam

MUĞLA’DA KADINLAR YÜRÜYÜŞ DÜZENLEDİ

Muğla’da Kadın Platformları, 8

Muğla’da Kadın Platformları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Sınırsızlık Meydanı’na yürüdü.


Muğla’nın merkez ilçesi Menteşe’de, Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin çağrısıyla toplanan kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kadınlar Akyol Parkı’ndan başlayarak Sınırsızlık Meydanı’na doğru yürüyüş düzenledi.
Yürüyüş boyunca kadınlar sık sık, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Yaşasın Kadın dayanışması”, sloganları atan kadınlar yürüyüş sonrası ellerinde, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Kadınlar barış istiyor” yazılı pankartlarla basın açıklaması yaptı.
“KRİZİN FATURASINI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ”
Grup adına açıklamayı okuyan Dilek Bulut, şunları söyledi:
“Biz Kadınlar, pandemi ve onun ardından gelen ekonomik krizle birlikte daha da derinleşen ekonomik, sosyal ve siyasal eşitsizliklerle karşı karşıyayız. Pandemi ile baş etmek için yapılan “evde kal” çağrısı, evde kadına düşen işleri, ev içi şiddeti ve eşitsizler üzerindeki toplumsal basıncı artırarak katladı. Pandemin ardından yaşanan ekonomik kriz kadınların yaşam koşullarının çok daha ağırlaşmasına neden olmuş, kadın yoksulluğu hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Bizler bir kez daha söylüyoruz: Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz! Emeğimiz bizimdir!
“KAZANILMIŞ HAKLARIMIZA SALDIRILIYOR”
Siz gideceksiniz, kriz bitecek, biz kazanacağız. Kadınlar pandeminin ve krizin etkilerini en derinden yaşarken hükümet kazanılmış haklarımıza karşı saldırılarını artırdı. 2015 yılından beri kadın hakları yoğun bir saldırı altındadır. 6 aylık koruma kararlarının 3 aya indirilmesi, koruma taleplerinin reddedilmesi, meşru müdafa kendini koruyan kadınlara iyi hal ve tahrik indirimi uygulanmaması, kadın katillerine kravat taktıkları için indirim uygulanması, kadın katillerini cesaretlendirmekte cinayetlerinin vahşetini artırarak, ‘ben öldürmedim intihar etti’ yöntemlerini keşfetmelerini sağlamaktadır. Nafaka sınırlamaları, aile arabuluculuğu, çocuk istismarcılarına af çıkarma girişimleri failleri cesaretlendiriliyor ve kazanılmış haklarımıza saldırılıyor. Kazanılmış haklarda binlerce kadının mücadelesi ve öldürülen kadın arkadaşlarımızın yaşam hakkı var. Bu haklardan vazgeçmeyeceğiz.
“ÖRGÜTLENEREK MÜCADELE EDECEĞİZ”
En önemli güvencemiz olan İstanbul sözleşmesi bir gece yarısı hukuksuz bir biçimde kaldırıldı. İstanbul sözleşmesinden hukuksuz biçimde imza çekilmesi 6284 sayılı KYŞÖH kanunun uygulanmasındaki isteksizlik ve keyfilik kadına ve LGBTİ+lara yönelik şiddetin ve cinayetlerin vahşileşerek artmasına neden oluyor. Şüpheli kadın ölümlerinin intihar denilerek kapatılmaya çalışıyor. Erkek adalet verdiği kararlarla katilleri, tacizcileri, tecavüzcüleri, çocuk istismarcılarını koruyor. Kadına yönelik şiddetin münferit değil politik olduğunu, şiddetle ancak örgütlenerek mücadele edebileceğimizi biliyoruz.
“PSİKOLOJİK ŞİDDETE BOYUN EĞMELERİ İSTENİYOR”
Hükümetin en son yapmaya çalıştığı 6. Yargı paketi ile nafaka hakkının sınırlandırılması ve kaldırılmasına yönelik düzenlemelerdir. Yoksulluk nafakası ve tedbir nafakalarının kaldırılması, kısıtlanması kadınların boşanmasının önlenmesi, içinde yaşadıkları fiziksel ya da psikolojik şiddete boyun eğmelerini istemektir. Nafaka hakkına saldırının bir sonraki aşaması kadınların medeni kanundaki eşitlik haklarına saldırılmaktadır. Laik hukuk devleti yasaları hiçe sayılarak şeriat hukuku kuralları yaşama geçirilmeye çalışılıyor. Bu da yetmez gibi itaat ve sabır telkincisi Diyanetin fetvalarıyla kadınların hayatlarını kuşatmaya devam ediyor. Tüm bu saldırıların amacı kafalarındaki ‘makbul kadın’ı yaratma çabalarıdır.
“EMEĞİMİZ, BEDENİMİZ BİZİMDİR”
Ailede, toplumda, devlette reis istemiyoruz. Yaşam biçimi tahakkümüne, nefret söylemine ve cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Biliyoruz ki, bizim eşit ve özgür bir yaşam mücadelemiz ataerkil sistemin hukukuna ve yasalarına sığmaz. Dünyayı yerinden oynatacak cesaretimiz, eşit ve özgür bir yaşam kurma kararlılığımızla sokakları doldurmaya devam ediyoruz. Emeğimiz, bedenimiz bizimdir. Yaşamın her alanında; ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine karşı direnmeye ve örgütlü mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz. Biliyoruz Hep birlikte eşit, özgür, savaşın şiddetin ve ayrımcılığın olmadığı bir dünyada yaşamak mümkün.”

Haber : Esma Turan