Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Buket Çimen

HANGİ KİTABIN İÇİNDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?


YERALTINDAN NOTLAR – DOSTOYEVSKİ


‘’Kendi kendimizi kendimize itiraf ettiğimiz içimizdeki mahsenimiz, bizim yeraltımız. Dünya fazlasıyla
süslü ve renkli. Ben bu rengarenk dünyaya ayak uyduramayanlardanım. Özür dilerim, hep kaçamaktır
bakışlarım.”
Bakışları kaçamak olan insanların derinlerde ne savaşlar verdiğini bilemezsiniz. Ya da kahkahası
eksik olmayan şen şakrak mizaçların hangi fırtınalara kapıldığını. Belki de dışarısı o kadar renkli değildi
aslında, zifiri olan senin düşüncelerindi sevgili Y.A…
İçerisinde Y.A. isimli 40’lı yaşlarda bir memurun düşüncelerinden birkaç cümlesini paylaştığım bu
romana yazar ‘Yeraltından Notlar’ ismini uygun görür. Sebebiyse manidar; yeraltı diye tabir edilen
aslında yazarın iç dünyasındaki çalkantılardır. Romanda, devamlı varoluşunu sorgulayan bu adamın
bunalımları ve şikayet ettiği sistemin içinde olmaktan muzdarip olması anlatılır. Kimi kaynaklardaysa
yazar ile romandaki karakterin mizaçlarının birbiriyle örtüştüğü söylenir. Böylesine ruhsal çalkantıdan
çıkmaya çalışırken varlığını sorgulamaktan kendini alıkoyamayan üstün bir kalemin eseri, elbette ki
varoluşçu felsefe anlayışını simgeleyen ilk eser olacaktı.
Sorumuzun yanıtına gelirsek; kendinden sonrakilerde de gözle görülür izler bırakan bu dahiyane
eserin bir parçası olmak istersiniz herhalde. Ama romandaki Y.A karakteri olmak istemezsiniz dimi
sevgili okur? Ya da Y.A gibi düşünüp onun gibi karamsarlığa bürünmeden toplum psikolojisini daha
doğru yönlendirme eylemi içerisinde mi olurdunuz? Bence günümüz postmodern toplumunda insan;
gösteriş ve benliğini kabul ettirme, kanıtlama çabasından ziyade, Y.A gibi varoluş sebebinin üzerinde
biraz düşünse, bu dünyaya neden geldik, görevimiz ne ve nereye gideceğiz sorularıyla başbaşa kalsa,
düşünmenin önemini yitirdiği ve her zaman düşüncelerimizi dile getiremediğimiz bu sistemde, köle
olmak veya baş kaldırmak yerine keşke biraz sorgulasa… Hayat sorguladığın yerde başlar sevgili okur.
Merakınızın git gide artacağı, idrakinizin her gün biraz daha yol kat edeceği güzel günlere.
Sevgiyle kalın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER