Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Turgay Delibalta

FARKINDA MISIN?

Ferdinand Tönnies, ‘Sanayileşme/kentleşme dönemini yüz yüze iletişimin sosyal yaşamı belirlediği topluluktan, zayıflamış sosyal bağlara ve düzenlemelere sahip olmakla karakterize edilen topluma bir geçiş olarak açıklamıştır.’

Ülkemizin birçok kentinde olduğu gibi hızla kent nüfusu çoğalırken köy nüfusunda da göçlerle hızla azalma vardır. Kent nüfusunda ki hızlı artış ve göç alan kentler arasında başta Muğla gelmektedir. Giderek yüz yüze iletişimden uzaklaşarak sosyal bağların zayıfladığı günümüzde sorunlarımızı ortaklaştırmalıyız. Sosyal bilimci Tönnies zayıflayan sosyal bağlar ile tanımlar kenti. Bir başka sosyal bilimci de kenti mesken olarak tanımlar. Bu meskeni paylaşırken, ortak olanları kullanırken, azaltırken, çoğaltırken, kaçınılmaz olarak daha çok yerel idarelere ve merkezi yönetime görev ve sorumluluk düşmektedir.

Bu meskenin yapılandırılmasında, yapılan hizmetlerin eşit paylaşılmasında, yerleşim yerlerin oluşturulmasında görev alanların farkında oldukları kanısındayım. Yine bir umutla yapılan olumlu bir işle başlayayım istedim yazıma. Yeniköy Cedit’te yapılan Pazar yeri mahalleliler için iyi bir olanak olmuş beğeni ile karşılanmaktadır. Ancak Yeniköy’de Fen Lisesinin kıyısında bulunduğu yola ‘lağım suyu olduğu iddia edilen suyu akıtması paylaştığımız bu meskeni mutlak kirletmektedir. Pazar yerini inşa edenler umuyoruz ki bu soruna da çözüm bulacaklardır.

               Yaşadığımız bu kenti çevreleyen dağların tepelerinde karlar görünmeye başladı. Kentte ki üşüyenlerin sayısı karlarla birlikte çoğalmakta. Görüştüğüm otuz yıllık pazar esnaflarından biri: ‘Bey Efendi dedi. Ben otuz yıllık pazarcıyım, akşam pazar kapanana yakın atılan sebzeleri, meyveleri toplamaya gelen sayılı birkaç kişi olurdu. Son yıllarda bu sayı her gün biraz daha artıyor. Üzülerek söylüyorum.’

               ‘Kentte bir biri ardına gelen uyaranlar, bireyin derin bir değerlendirme yapmasına fırsat vermez ve kentli insandan daha ‘az’ bir derinlikli, bilinçlilik talep eder; tepki gösterme yetisi zayıflar. Kentli insan hızlı karar vermek durumunda olduğu için kalbiyle değil zihniyle tepki verir. Rasyonellik, kent hayatının baskısı karşında öznel hayatı koruma görevini üstlenir. Georg Simmel’.

               Derinlikli düşünme yetimiz daha fazla yok olmadan, kalbimizde duyumsadığımız soysal bağ ve ilişkiler giderek yok olmadan, daha fazla bencillik bizi sarmadan, yaşadığımız bu kentte bir arada olmanın yolları olmalı. Bildiğim, gördüğüm kadar Muğla’da yaşayanları bir araya getirecek, ortaklaştıracak birçok mesken, alan var. Bu sosyal alanları işlevsel hale getirmenin yolları da mutlaka başta yerel idareler olmak üzere toplumsal değişime, gelişime, duyarlı olan meslek ya da sanat gruplarının sorumlulukları olmalı. Dünyada bunu uygulayan birçok kent var.

               Nedir bu alanlada, herkesin isteyerek kendinden bir şeyler olduğunu duyumsatacak olanlar? Muğla’nın yerel kültürünü, tarihçesini vb. bu güne bağlayan yaşanmış öyküleri yaşayanları bir araya getirmek olmalı. Çağımız bilişim çağı, kültür/ sanat çağı yerel ve merkezi idarelerin öncelikle kültür ve sanatla yol aldığı günümüz dünyasında, farkındalık yaratan sanat; kentini, mahallesini, köyünü paylaşanların farkındalıkları yaşam alanlarımıza mutlaka olumlu sonuçlar taşıyacaktır.

               Öyleyse biz şimdiden farkında olmak zorunda olduklarımız sıralayalım.

Gün geçmiyor ki televizyon ekranlarını patlatırcasına ‘MÜJDE’ diye bağıranların otuz, kırk yıl okka okka lafları yutarak çalışıp emeklilik terinin son damlasına kadar hak eden emekliye sadaka verir gibi bağışta bulunulmasının farkında mısın? Hiçbir zaman bir araya gelmeyen yakanın tamamını kaybettiğinin farkında mısın? Pazarını pazarın son saatlerine ayarladığının farkın da mısın? Kullandığın otomobilini artık bayramlık olarak kullandığının farkında mısın?  Yılda bir kez olsun diğer kentlerde ki yakınları toplu taşım araçlarıyla da olsa ziyaret edemediğinin farkında mısın? Hastaneler de artık ölüyor olsan muayene için sıra alamadığının farkında mısın? Muayene olsan bile eczane eczane gezip ilaç bulamadığının farkında mısın? Muğla da yaz boyu MUSKİ’den su kesintisi var iletileriyle telefonunun mesaj kutusunun dolduğunun farkında mısın?  Turizm kenti Muğla da suyun yokluğunun nelerin bedeli olduğunun farkında mısın?

               Çocuklarının umutsuzluğunun, gelecek korkusunun farkında mısın?  Artık iş ve ev arasında bir makinaya dönüştüğünün farkında mısın? Yetiştirdiğin turunçgilleri her yıl biraz daha ucuza, yok pahasına, çaresizliğin yüzünden kaptırdığın farkında mısın? Sağlık sorununla baş başa kaldığın gibi çocuğunun eğitiminin akıbeti hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığının farkında mısın?

             Açlık sınırının altında ücret alıp yaşadığın bu kentte yarın hangi müjde verilecek korkusuyla yaşadığının farkında mısın? Tahsildarlardan, icra mektupları getiren postacılardan sonra gelecek doğalgaz, elektrik faturalarının uykularını kökünden yok ettiğinin farkında mısın? Başka sebepler aramana gerek yok. Devlet malının ‘savaş’ ganimeti gibi paylandığının farkında mısın?

Sevgiler haftaya görüşmek üzere hoşcakalın.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER