ELEŞTİRİLERE MARUZ KALINSADA

Günümüz koşullarında gözlenen gelişmeler bağlamında bir realite var ki, yadsımak mümkün değildir.

Aksi söylenemezdi…

Geçmişten bu yana, zaman zaman bir takım övgü ve eleştirilere muhatap olanların başında basın kuruluşları ve bünyesinde konuşlanan gazeteciler gelmektedir.

Kaldı ki bu yaklaşımda abartı yoktu.

Olamazdı da…

Bir şekilde eleştirilere muhatap olunuyordu.

Hem de genelde ayırt etmeksizin.

                                                               ***

Oysa, mesleğin sahipleri adına olması gerektiği şekilde hareket edilmesi ve kabul edilebilir yaklaşımlar gösterilmesi istenirdi.

Buna karşın, her hangi bir yanlışlıkta veya haberde aykırı bir taraf varsa,

Kısaca olay tam anlamıyla araştırılmadan gazetelere yansıtılmışsa,

Bir şekilde gazeteler ve gazeteciler eleştirilirdi.

Sonra, bunda aykırı bir taraf yoktu.

Kaldı ki her bir yayın organı ve temsilcileri başlangıçta,

“Basın Ahlak Yasası” çerçevesinde hareket edeceklerini beyan etmekle birlikte, yemin etmişlerdi.

Dolayısıyla her bir basın organının belirlenen yasalar çerçevesinde hareket etmesi, bir yerde işin doğası gereğidir.

                                                                ***

Ancak…

Başlangıçta altını çizdiğim bahse konu olan nokta, istisnai bir durumdu.

Yani bir şekilde görevini layık-ı veçhile yapmayan gazeteler ve gazeteciler içindir.

Hal böyle olunca elbette bir şekilde gereği yerine getirilirdi.

Nitekim belirlenen müeyyideler doğrultusunda işlem yapılıyor.

Buna karşın önemli bir nokta vardı.

Muhtemel bir olumsuzlukta tüm basın mensuplarını olayın müsebbipleri olarak görerek töhmet altında bırakmak, onlara yapılabilecek yanlışlıktır.

Daha bir önemlisi haksızlıktır.

Bu nedenle her kim olursa olsun, özellikte yetkili kurumlar görevini layıkıyla yapan basın mensuplarıyla, bir şekilde aksatanları aynı kefeye koymamalıdır.

Kısaca olması gerektiği şekilde yaklaşımlar sergilenmeli ve de hak sahibine teslim edilmelidir.

                                                         ***

Aslında basın mensuplarına yönelik yaklaşımları bir kez daha kaleme almam, kısa süre öncesinde gerçekleştirilen cemiyet seçimi nedeniyleydi.

Daha doğrusu, aynı birliktelikte Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cem Kaytan’ın işaret ettiği noktalar üzerinedir.

Yeniden başkanlığa getirilen Kaytan görüşlerini aktarırken, önemli ayrıntılar üzerinde duruyor.

Özellikle Pandemi’nin bir takım faaliyetleri engel olduğu, cemiyet olarak gerektiği şekilde hareket edilemediğinin altını çizmişti.

Gelişmeler üzerine diyor ki;

Bu dönemde Pandemi nedeniyle yapamadıklarımızı yerine getireceğiz.

İlişkin olarak sizlerden destek istiyoruz.

Başkan devamla, özellikle genç meslektaşları için meslek içi eğitim çalışmalarını pandemi’den dolayı gerçekleştirilemediği, yeni dönemde gerek meslek için eğitim çalışmaları, gerekse sosyal ve kültürel alandaki çalışma ve faaliyet takviminin hazır olduğunu belirtiyor.

Belli ki başkan, genç gazetecilerim daha bir tecrübe sahibi olmaları noktasında yardımcı olunacağını vurguluyor.

                                                           ***

Peki Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti olarak, mesleğe yeni adım adan gazetecilere nasıl yardımcı olunacaktı?

Bunun için yeni dönemde gerek meslek içi eğitim çalışmaları gerekse çeşitli sosyal ve kültürel alandaki faaliyet takviminin hazır olduğunu, buna göre çalışmalar yapılacağını belirtiyor.

Hiç kuşku yok önemli bir yaklaşımdı.

Özellikle mesleğe yeni adım atanların, muhtemel yanlışlıklara meydan vermemeli için öngörülen tavsiyeler, mesleğin etiği bağlamında temel kriterlerdi.

İlişkin olarak haber yazma eğitimi konusunda bir yaklaşım sergileniyor ki, gerçekten çok önemliydi.

Bilhassa Türkiye’nin her köşesinden gazetecilerin davet edilmesi, meslek etiği noktasında, yerinde bir girişimdi.

Sonuçta gazetecileri yönelik birliktelik sağlanmıştı.

Dolayısıyla amaç, gazetecilerin ZAMAN ZAMAN ELEŞTİRİLERE MARUZ KALINSADA etik kurallar çerçevesinde görev yapmaları için dikkat etmeleri gereken müeyyidelerin neler olduğunun, tekrar tekrar hatırlatılmasıydı.