Eğitim Sen Muğla Şubesi’nce, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakülte Dekanlığı’na, Ensar Vakfı eski Muğla Şube Başkanı Osman Raşit Işık’ın atanması ile ilgili açıklama yapıldı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakülte Dekanlığı’na, Ensar Vakfı eski Muğla Şube Başkanı Osman Raşit Işık’ın atanmasına tepkiler devam ediyor.
Son olarak Eğitim Sen Muğla Şubesi tarafından Menteşe ilçesinde bulunan Sınırsızlık Meydanı’nda konuyla alakalı basın açıklaması yapıldı.
Şube Başkanı Nilüfer Enginsu tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Siyasi iktidarın, YÖK’ün ve üniversite yönetimlerinin keyfi, hukuksuz ve siyasi saiklerle yürüttüğü politikalar neticesinde Türkiye’nin dört yanında üniversitelerin adı skandal haberlerle, haksız ve hukuksuz uygulamalarla anılır oldu. Üniversitelerimizde yıllarca emek vermiş öğretim elemanları, hak ettikleri kadrolara atanabilmek için yıllarca bekletiliyor. Profesörlüğü hak etmesine rağmen ataması yapılmayan ve kadro verilmeyen doçentler, doçentliği hak etmesine rağmen bırakın Dr. Öğretim üyesi kadrosuna atanmayı hala araştırma görevlisi olarak istihdam edilen akademisyenler bulunuyor.
Akademik yetkinliğe ve liyakate değil, rektörlüğün, siyasi iktidarın, gerici dernek ve vakıfların, tarikatların istek ve inisiyatifine göre yapılan atamalar; akademinin ve akademisyenlerin baskı altında tutulması ve üniversitelerde yandaş kadrolaşma sonucunu doğurmuştur.
Bunun bir örneği 1 Nisan Pazartesi günü Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde yaşandı. Muğla Ensar Vakfı Eski şube başkanı ve halen organik bağı olan Prof. Dr. Osman Raşit Işık, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığına atandı. Eğitim Fakültesinde ve genel olarak Muğla Sıtkı Koçman üniversitende 5-6 yıldır kadro bekleyen çok sayıda öğretim elemanı varken, Laik ve bilimsel eğitimle bağdaşmayan bir vakfın şube başkanlığını yapmış olan Osman Raşit Işık, sırf tarikat-cemaat bağlantısı nedeniyle şimdi de öğretmen yetiştirmek gibi yüce bir amacı olan eğitim fakültesinde dekanlık görevine atandı.
Üstelik adı çocuk tacizleriyle gündeme gelen ve “bir kereden bir şey olmaz diye savunulan” bu vakfın bir üyesinin, öğretmen yetiştiren bir kurumun başına dekan olarak atanması da akıl tutulmasıdır ve kabul edilemez bir durumdur.”