Eğitim İş Muğla Şube Başkanı Ahmet Çakanel, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) proje okullarına yaptığı atamalarda objektif kriterlerin olmadığını ve keyfi uygulamaların hakim olduğunu belirterek sert bir açıklama yaptı. Çakanel, MEB’i kayırmacılığa son vermeye ve okulları, öğretmenleri ve öğrencileri ayrıştırmaktan vazgeçmeye çağırdı.
Çakanel, proje okullarının MEB’in istediği atamaları yapma aracı haline geldiğini ve bu okulların keyfiliğin ve kayırmanın adresi olduğunu savundu. MEB’in eğitimdeki sorunları çözmek yerine bilinçli olarak yeni sorunlar yarattığını iddia eden Çakanel, proje okullarına yapılan son atamaların bakanlığın kayırmacılığını bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi.
Proje okullarındaki binlerce öğretmenin görev süresinin neden uzatılmadığına ve yeni atamaların hangi ölçütlere göre yapıldığına dair somut bir kanıt bulunmadığını vurgulayan Çakanel, MEB’in okulları protokollerle cemaat ve tarikatlara teslim ettiğini ileri sürdü. Bakanlığın kendini tüm okulların sahibi olarak gördüğünü, liyakati, hakkı ve hukuku yok saydığını ve adaletsizliğin odağı haline geldiğini ifade etti.
Çakanel, MEB verilerine göre 2153 proje okulunda 79 bin 286 öğretmen ve 5 bin 318 yönetici görev yaptığını, yaklaşık 500 bin öğretmenin de proje okullarına atanma kriterlerini taşıdığını belirtti. Bir proje okulunda 3 kadro olmasına rağmen 4 başvuru olduğu halde atama yapılmamasını eleştiren Çakanel, kıdemli, doktoralı, yüksek lisanslı, başarılı öğretmenlerin atanmadığını sorguladı ve MEB’e “Dürüst olun, buyurun açıklayın! Daha ne olması, ne yapması, ne tür başarıları göstermesi lazım öğretmenlerin?” diye seslendi.
Eğitimdeki çağ dışı ve gerici politikalara, başarılı eğitimcilerin hakkının yenmesine ve öğrencilerin ayrıştırılmasına seyirci kalmayacaklarını vurgulayan Çakanel, hem örgütlü hem de hukuki olarak her türlü haksızlığın hesabını soracaklarını kaydetti. Açtıkları ve kazandıkları birçok dava olduğunu hatırlatan Çakanel, mahkemelerin de atama ve yer değiştirme yetkisinin keyfi kullanılamayacağını, somut ve objektif kriterlerin olması gerektiğini belirttiğini aktardı.
Çakanel, Cumhuriyet değerleriyle ve aydın öğretmenlerle kavga eden bir iktidarın başarılı olmasının mümkün olmadığını, nitelikli eğitimin ancak idealist ve Cumhuriyetçi öğretmenlerle sağlanabileceğini ifade etti. Okulların eğitim yuvası olduğunu ve liyakati yok sayan, kayırmacılığa dayanan yapıların kabul edilemez olduğunu söyledi.
Eğitim İş olarak hiçbir öğretmenin mağdur edilmesine izin vermeyeceklerini ve ataması yapılmayan her üyenin hakkını sonuna kadar arayacaklarını belirten Çakanel, MEB’e şu açık çağrıda bulundu:
• Okullar arasında “özel program ve proje uygulama okulu” ayrımına son veriniz!
• Öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreçlerini; tüm eğitim kurumlarını kapsayacak şekilde tek bir yönetmelikle yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getiriniz!
• Liyakati ve şeffaflığı esas alan bir sistem oluşturunuz!
• Yönetmelikte yer almayan yöntemler hakkında öğretmenleri zamanında ve açık şekilde bilgilendiriniz!
• Proje okullarına öğretmen atamalarında torpilin, cemaatvari yaklaşımların değil; adaletin ve hakkaniyetin geçerli olmasını sağlayınız!
Çakanel, MEB’in sınav odaklı sisteminin başarısız olduğunu ve öğrencileri ayrıştırırken öğretmen ve yöneticileri keyfi atama isteğinin gizlenemez hale geldiğini vurgulayarak, proje okulu atamalarındaki keyfi uygulamaların derhal iptal edilmesi ve şeffaf bir sistem oluşturulması gerektiğini yineledi. Eğitim İş’in hem toplumsal hem de mesleki sorunlarda mücadelenin öncüsü olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.