Günümüz koşullarında 2021-2022 Eğitim ve Öğretim Yılı, 6 Eylül tarihi itibariyle resmen başlamış oldu.
Böylelikle Türkiye genelinde konuşlanan tüm ilk ve orta dereceli öğretim kurumları, yeni bir dönemin heyecanı içerisinde ders başı yaptılar.
Aslında geçtiğimiz hafta, okul öncesi statüsünde yer alan minik yavrularımız ilk adımı atmışlardı.
Dolayısıyla onlar bir haftayı geride bıraktılar.
Şimdi ise Hükümetin kararı doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde konuşlanan tüm orta dereceli okullar, yeni eğitim-öğretim yılı için ders başı yaptılar.
***
Öncelikle, içinde bulunduğumuz sıkıntılı sürece karşın yeni dönemde görev üstlenen yönetici, öğretmen ve öğrencilere başarı dileklerim yanında gönülden kutluyorum.
Zira onlar, aradan geçen 2 yıla yakın sıkıntılı bir süreç sonrasında ders başı yaptılar.
Ümidimiz, hiç bir sorunla karşılaşılmadan eğitim döneminin devam etmesi.
Böylelikle başta öğretmenler olmak üzere tüm öğrenciler sağlık ve gönül rahatlığı içerisinde, başarılı bir şekilde derslerine devam ederler.
Etmeliler de…
***
Kuşkusuz şu aşamada, hükümetin yaklaşımları doğrultusunda okulların açılması kararını veren Milli Eğitim Bakanlığının gözü kulağı, ülke genelinde konuşlanan eğitim kurumlarında.
Okulların sağlıklı bir şekilde işlevlerini sürdürmeleri…
Hiçbir sorun olmadan, eğitim-öğretimin devam edip etmediği.
Kabul edelim ki bakanlık tedirgin olmakta, yerden göğe haklıydı.
Eğitim yuvalarının açılmasına yönelik, risk içeren bir kararın altına imza atılmıştı.
Her ne kadar asıl karar merci hükümet olsa da teklifi yapan ve uygulamaya koyan Milli Eğitim Bakanlığı idi.
Yani bu konuda sorumluluk bakanlığa aitti.
***
Kuşkusuz gözlenen gelişmeler üzerine tek beklenti, ilişkin olarak temenni, hiçbir sorun olmadan yeni eğitim-öğretim yılının devam etmesi.
Ülke genelinde yer alan tüm okullarda, tabir yerindeyse sıfır sorun olması.
Ancak, Covid-19’a yönelik gelişmelerin seyri bu şekilde olursa, yani hiçbir sorun gözlenmezse, yeni ders yılıyla ilgili olarak, sağlıklı adım atılmış demektir.
Buna karşın risk içerebileceği gibi bir yaklaşım olsa da ümitli olmayı öngören gelişmelerin gözlenmesi, kısmen de olsa rahat bir nefes almayı sağlıyordu.
Kaldı ki rahat olunmak durumunda.
Başta öğrenciler olmak üzere tüm öğretmenler ve de velilerin beklentileri ancak bu şekilde karşılık bulurdu.
Değilse bir şekilde huzursuzluk baş gösterirdi.
***
Kuşkusuz gelinen noktada, öğrencilerden velilere, öğretmenlerden yöneticilere kadar temel beklenti, altı çizilen ayrıntılardan başkası değildi.
Dolayısıyla ne zaman sağlıklı bir eğitim öğretimin tüm koşulları sağlanır,
Öğretmenlerden öğrencilere kadar hiçbir bir endişe söz konusu olmazdı.
Böylelikle beklentiler karşılık bulacağı için her kim olursa olsun, endişe etmeksizin yoluna devam ederdi.
Kabul etmek gerekir ki bunun anlamı, yeni döneme yönelik olarak eğitim-öğretimin sağlıklı bir şekilde işlerlik kazanacağıdır.
Hiç endişeye mahal olmaksızın yeni ders yılına adım atıldığıdır.
Şu aşamada, her kim olursa olsun aynı beklentiler içerisinde olduğunu belirttiğine göre istenen, sağlıklı bir eğitimin işlerlik kazanmasıdır.
Böylelikle, tabir yerindeyse herkes rahat bir nefes alır.
***
Sonuçta gelişmelere yönelik bir takım ayrıntılar ki, yerinde olduğuna kuşku yok.
Milli Eğitim Bakanlığı alınan kararın yerinde olduğu,
Veliler, öngörülen koşullar doğrultusunda çocukların okullarına gitmesinde bir sakınca olmadığı,
Öğrenciler de okullarına kavuşmanın mutluluğunu yaşadıklarına göre TEK BEKLENTİ VAR.
Tüm okulların hiçbir sorunla karşılaşmadan işlevlerini sürdürmesi
Böylelikle her kim olursa olsun, sorunların ortadan kalkmasıyla daha bir mutlu olacak demektir.