Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Header reklam

MİLLETVEKİLİ ÖZDAĞ “İKTİDARI BIRAKMAKTAN KORKUYORLAR”

CHP Muğla Milletvekili ve

CHP Muğla Milletvekili ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yenigün Gazetesi’ne ziyarette bulundu. Ziyaretinde gündeme dair açıklamalarda bulunan Özdağ, “İktidarı niye bırakmak istemiyorlar? Eğer koltuğunuzu kirletmediyseniz, arkanızda ayıklığı hukuk dışı işleri bırakmadıysanız korkmazsınız. Varsa korkarsınız. O nedenle korkuyorlar. Biz de diyoruz ki bu devleti size peşkeş çektirmeyeceğiz. Devlette vatanda millete aittir. Bu seçimde devletimizi ve milletimizi kişiden ve partiden alacağız milletimize teslim edeceğiz.” Diye konuştu.

CHP Muğla Milletvekili ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yenigün Gazetesi’ni ziyaret etti. Ziyarette Yenigün Gazetesi İmtiyaz Sahibi Hilal Nizamoğlu Solmaz, Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Nizamoğlu ve Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Atılgan ile görüşen Özdağ, seçime ilişkin de açıklamalarda bulundu.
Özdağ, “14 Mayıs öncesi adaylığımız açıklandığından beri 5 parti birlikte milletvekilliği için çalıştık. 6 parti ise Cumhurbaşkanlığı için çalıştık. Burada gitmediğimiz yerler yoktur. En ucra yerlere kadar gittik, seçim çalışması yaptık. Burada hem Muğla için neler yapabiliriz, tarımda, sanayide, madencilikte neler olması gerekiri konuştuk. Diğer yandan da ülkeyi bekleyen tehlikeleri anlattık” dedi.
Cumhur İttifakı’nın seçimi kaybettiğini söyleyen Özdağ, “Burada seçimi kazanamayan bir Cumhur İttifakı var. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimi kazanamamıştır. Daha önce yüzde 52.5 oy aldığı seçimden şimdi ise 49.5’e düşmüştür. 3 puan kaybetmiştir. 3 puan, 6 puan diye hesaplanır. Öbür tarafta ise Kemal Kılıçdaroğlu da 45.5 oy almıştır.

Bizimle ilgili yaptıkları antipropaganda şuydu: bir, ‘Bunların terör örgütleri ile irtibatı var’ bizim altı parti beraber yayınladığımız ortak politikalar mutabakat metnimiz var. Tüm terör örgütleri ile hukuk çerçevesinde mücadele edeceğiz. Biz bu devleti sokakta bulmadık. Eğer ‘Altılı masanın terör örgütlerine bağı var’ diyorlarsa asıl onların var. Çözüm süreci doğruydu ama çözüm sürecinden sonra işleyiş, usül, uslüp, metot her şey yanlıştı. Biz adeta Güney Doğu Anadolu’yu terör örgütlerine bıraktık gibi bir algı oluşturdular. Valiler, emniyet müdürleri eveya komutanlar, terör örgütleri ile mücadele etmedi” ifadelerini kullandı.

İktidarın kendileri ile ilgili ‘Terörle iltikası var’ iddialarına yanıt veren Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Terör örgütleri ile masaya tek bir şeyle oturulur, silahı bıraktırmak için oturulur. Onun haricinde oturulmaz. Onun haricinde oturdular ve onun ağır bedellerini PKK ‘Çözüm sürecini bitirdik’ dediği zaman 952 şehit vererek ödedik. Bu zemini, bu hendeklet kazılırken neredeydiler. Oraya bombalar, silahlar taşınırken neredeydiler. Devletin istihbaratı, MİT, Jandarma, emniyet neredeydi. Ardından ‘Özerklik ilan ediyoruz’ dedikleri zamanda sayın Ahmet Davutoğlu ve ben de yardımcısıydım, bunlarla mücadele başladı. O mücadelede 952 şehit verdik. Abdullah Öcalan’a mektubu kim getittirdi. Kandile giden şahıs beni aradı, benim üzerimden Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek istediler ben kabul etmedim. Sonra sayın Arınç üzerinden külliyeye gittiler. Orada Sayın Erdoğan, Mit Müşteşarı, Arınç ve bu şahıs akademisyen kişi görüştü. Ardından bu şahıs imralıya gitti. Kim gönderdi? İmralıyı iki kişi ziyaret ederi, avukat ve aileler. Bu şahıs niye ziyaret etti. Sayın Erdoğan’ın izni olmadan ziyaret olur mu olmaz. Sayın Erdoğan kim Cumhurbaşkanı, terörle kimin iltisakı varmış ? Bu iktidarın varmış. Bu mektup geldiğinde Sayın Bahçeli ne söyledi ‘olur mu öyle şey’ dedi mi ? Hayır. ‘Gayet olumlu’ dedi. Ardından da şimdi kalkıp 21 yıldır bu ülkeyi yönetmiş olan iktidar, bunların ‘Terörle iltikası var’ diye algı yaratıyor.”
Özdağ, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bizimle ilgili ‘Anayasının ilk dört maddesinin değişmeyeceğini tahattüt etsinler’ diyorlar. Biz tahattüt ettik zaten. Biz altı parti Anayasa taslağımızı hazırladık. Orada ilk 4 madde yine duruyor. 66 madde de duruyor. Ümit Özdağ ve arkadaşlarının hassasiyetleri için söylüyorum. Burada hassasiyetleri ortadan kaldırmak isteyen Cumhur İttifakı. 13 yıl boyunca Lozan Antlaşması ile ilgili ‘Olumlu’ dedi Sayın Erdoğan her yıl kutladı. Ama 14. yılda ise dediki, ‘Hezimeti bize zafer diye yutturdular’ dedi. Ben o zaman çıktım demeç verdim. Birileri için zafer birileri için hezimet olabilir. Ben dönemin en iyi antlaşması dedim. Şimdi Lozan’ı kabul etmeyen bir Recep Tayyip Erdoğan var karşımızda ve Anayasa da bahsedenler var. Lozan olmasaydı Anayasa olmayacaktı ki. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin senedidir. Şimdi bazıları Lozan’ı kabul etmeyen yapıyı mı destekleyecekler. Diğer taraftan laiklik. Peki ‘Laikliği kaldıralım’ diyen kimdi, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’dı. Peki Recep Tayyip Erdoğan seslendi mi ‘İsmail Bey haddini bil’ dedi mi. Demedi ama Selçuk Özdağ, çıkıp söyledi. Laiklik olmalıdır, din düşmanlığına karşı gereklidir. Anayasa Mahkemesi kalksın diyen kim, Devlet Bahçeli.
“TERÖRLE HEP BERABER MÜCADELE EDECEĞİZ”
Sinan Oğan, Ümit Özdağ, Vecdet Öz ve Muharrem İnce ile arkadaşlarına oy verenlere sesleniyorum, terörle hep beraber mücadele edeceğiz. Ama hukuk çerçevesinde değil. Süleyman Soylu metodu ile değil. ‘Ayaklarını kırarız, kollarını kırarız’ şeklinde değil. Biz önce çocuklarımızı dağa göndermeme, terörrist yapmamakla görevliyiz. Daha sonra terörist oldularsa onları tekrar vatandaş yapmakla görevliyiz. Buna rağmen olmuyorlarsa bizim onlarla mücadelemiz, Anayasa ve yasalar çerçevesinde devam edeceğiz. Gelin bir değişime imza atalım. Öbür tarafta hemen her konuda sabıkalı bir iktidar var. Bu seçimlerde bir de sosyal yardımlarla ilgili bir algı yaptılar. ‘Fakirlerin devletten aldığı yardımlar kesilecek’ dediler. Hayır kesilmeyecek. Biz parayı değerli kılacağız.
“GÖÇMENLER BİR PROJEDİR, TÜRKİYE REHİNEDİR”
Göçmenler, sığınmacılar konusunda vatandaşımızın hassasiyeti var. Peki bu göçmenler Millet İttifakı döneminde mi geldi ? Cumhur İttifakı döneminde geldi. 2010 yılında, özellikle son 5 yıl içerisinde iktidar da kim vardı. Sayın Erdoğan ve arkadaşları vardı. Bu göçmenlerle ilgili ortak politikalar mutabakat metnimizde 2 yıl içerisinde insan onuruna yaraşır şekilde Evrensel Hukuk Kuralları içinde bunları geri göndereceğiz. Suriye, Birleşmiş Milletler, Rusya ile İran ile de görüşerek iyi bir diplomasi ile bunları yapabiliriz. Batı dünyası da bunlar Türkiye’yi göçmen deposu olarak görüyorlar bize biraz para veriyorlar sonra ‘Kalsın orada ama bize göndermeyin biz size 3 milyar euro verelim’ diyorlar. Ardındanda Afganistan, Biden ve Erdoğan görüşmesinde buraya 300 bin kişi geldi. Ama ‘geri 300 bin kişi de gönderdik’ dedi. Neyle gönderdin Sayın Erdoğan Hangi uçakla gönderdin. İsimleri neydi bu gelenlerin, niye aldın, niye gönderdin? Milletime sesleniyorum, bu göçmenler bir projedir. Afganistan’dan gelişleri bir projedir. Türkiye rehinedir. Türkiye’yi rehine etmeye kimsenin hakkı yoktur. Türkiye’nin geleceğini egemen güçlere hipotek altına aldırıyorlar. Bunlara karşı milletime sesleniyorum, ne olur sandığa gidin, oylarınızı kullanın. Herkesi oy kullanmaya davet ediyorum. Ya Recep Tayyip Erdoğan diyeceksiniz ve tek adamlık ya da Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal, Temel Karamollaoğlu ve Meral Akşener diyeceksiniz ve Türkiye yeniden şeffaflığa ve denetlenebilirliğe dönecek. Türkiye’nin kurumları yeniden çalışacak. Sayıştay, müfettişler, yargısı çalışacak. Muğlalılara yüzde 90’a yakın sandığa gittikleri için de teşekkür ediyorum. Gelin bunu yüzde 95 yapın. Dünyada rekor kırın.
“İKTİDARI BIRAKMAKTAN KORKUYORLAR”
İktidarı niye bırakmak istemiyorlar? Eğer koltuğunuzu kirletmediyseniz, arkanızda ayıklığı hukuk dışı işleri bırakmadıysanız korkmazsınız. Varsa korkarsınız. O nedenle korkuyorlar. Biz de diyoruz ki bu devleti size peşkeş çektirmeyeceğiz. Devlette vatanda millete aittir. Bu seçimde devletimizi ve milletimizi kişiden ve partiden alacağız milletimize teslim edeceğiz.

Parlamento çoğunluğu onlarda ama sınırda bir rakam. Cumhurbaşkanlığı da onlarda olursa, ne olduğunu gördük. Geceleyin nasıl rektör atamaları olduğunu, nasıl bürokratik atamalar olduğunu, nasıl varlık fonlarının ne gibi işlemler yaptığını gördük. 9 buçuk milyar dolar birilerinin vergi borçları silindi bir gecede. Şimdi biz diyoruz ki eğer Kemal Bey seçilirse kanun hükmünde kararname ile parlamento gerekirse yanlış bir şey yaparsak bize kanun çıkartır ve denetler bizi. Eğer bizimkiler doğruysa o yanlış bir karar çıkarırsa biz onları milletimize şikayet ederiz. Birlikte birbirimizi kontrol edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ilk defa denetlenecek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hiç denetlenemedi. Ne sayıştay denetleyebildi, ne yasama, ne yargı ne de medya denetleyebildi. Gelin Kemal kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapalım ve denge denetleme sistemini yapalım. Ardından da konuşarak parlamenter sisteme geçelim. Bu Türkiye için bir şanstır. Bunu yapmamız gerekir. Trkiye’de yoksulluktan, hayat pahalılığından şikayet eden her gün endişelerle geleceğini kuran bir Türkiye’de vatandaşlar memnun değiller. Memnuniyetsizliklerini sandığa giderek göstersinler istitorum
“KEMAL KILIÇDAROĞLU KAZANIRSA GÜVENLİK VE ÖZGÜRLÜK ALANIMIZ GENİŞLEYECEK”
Mevcut Cumhurbaşkanı kazanırsa otoriterliğin, keyfiliklerin ve hukuksuzluğun olduğu, yargının bile korktuğu bir ortamda korku iklimi olacak. Her geçen gün yoksullaşacağız. Güvenliğimizde, örgürlüğümüzde tehlike altında olacak. Eğer Kılıçdaroğlu ve arkadaşları kazanırlarsa güvenlik ve özgürlük alanımız genişleyecek en azından karşılıklı birbirimizi denetleyeceğiz ve Türkiye neler olup bittiğini öğrenecek. Öbür türlü öğrenemeyeceğiz. 29 Mayıs İstanbul’un fethinin yıl dönümü. İstanbul fethetmek şeklen değil ruhen olur. İstanbul’un fethini kutlayanların bir medeniyetin çocukları olması lazım bir parti devletinin değil, bir kişi devletinin çocuklarının değil. Ben milletimin ferasetine inanıyorum.”

Haber :Ferdi Yavuz