Karya Farma HBX Ar-Ge ekibinden Kimyager Aslı Aktaş, formülasyonun bilimsel altyapısı ile ilgili yaptığı açıklamada “Papatya (Matricaria chamomilla) ve gelincik (Papaver rhoeas), fitokimyasal açıdan güçlü içeriklere sahip iki özel bitkidir. Papatyanın apigenin, bisabolol, chamazulen, flavonoidler ve fenolik bileşikleri; Gelinciğin ise alkaloidler, antosiyaninler ve polifenolleri güçlü antifungal ve antimikrobiyal etki sunar. Saccharomyces cerevisiae (ATCC 16404): Gıda ve içecek sanayinde kalite bozulmasına yol açabilen mayadır. Aspergillus niger (ATCC 6275): Mikotoksin üretebilen siyah küf; insan ve hayvan sağlığı için toksik etkiler taşır. HBX-HGM71 formülasyonunda bu iki kaynak stabilize edilerek hücre zarını destabilize eden, iyonik dengeyi bozan ve metabolizmayı blokajlayan bir antimikotik sistem oluşturduk. Aydın Ticaret Borsası Mikrobiyoloji Analiz Laboratuvarı’nda gerçekleştirilen testlerde; HBX-HGM71 formülasyonu, 10,5 milyar kob/ml maya ve küf mikroorganizmasına 1 dakikalık temasla uygulandı. 48 saatlik inkübasyon sürecinde hiçbir üreme tespit edilmedi” diyerek bu çalışma ile ilerleyen süreçte insanoğlunun en önemli ihtiyacı olan gıdalarda raf ömrünün gıdanın en doğal haliyle uzayacağını ve önemli bir sorunun da çözüme kavuşacağını belirtti.
Testlerin Gıda Mühendisi Fatma Koldaş Dumancı ve Gıda Yüksek Mühendisi Ayşe Nur Ediz tarafından büyük bir titizlikle yürütüldüğünü de kaydeden Aktaş, bu çalışma ile sadece gıda sanayinde raf ömrünün uzamayacağını aynı zamanda ilaç ve dermokozmetikte formülasyon stabilitesi ve sterilizasyonun sağlanacağını, hayvancılık ve yem sanayisinde ise mikotoksin riskinin önleneceğini kaydetti.
Çalışmalarını ADÜ Teknokent’te sürdüren ve 18 ayrı patente sahip olan Karya Farma HBX Ar-Ge’nin yeni çalışmasının başta gıda, ilaç ve yem sektörü olmak üzere bir çok sektörde kullanılması hedefleniyor.
Bu haber 34 kez okundu.