Günümüz koşullarında bazı gelişmeler klasik söylemler haline gelse, ilişkin olarak yoruma açık olsalar da, tümüyle afaki bir yaklaşım değildir.
Kaldı ki olamaz da…
Özellikle, önemli bir gelişme üzerine vurgu yapılmışsa…
Gözlenen gelişmeler, kamuoyunun bilgilenmesi bağlamında gündemde yer etmesi sağlanmış ise…
Hiç kuşku yok, benzer olayların güncelliğini koruması ve de konumunu muhafaza etmesi adına sergilenen yaklaşımlar, kesinlikle afaki olmaktan uzaktır.
Bu nedenle ast olan sahip olunan değerlerin korunması ve de gelecek nesillere aktarılmasıdır.
Nasıl ki bugün nice emsalsiz varlıklar, aynı duyarlılık sonucu günümüze dek uzanmışlardır.
Bizlerde hiç tereddüt etmeden aynı yaklaşımı sergilemek durumundayız.
Ancak o takdirde, üzerimize farz olan görev layıkıyla yerine getirilmiş olur.
Aksi halde, gün gelir yeni kuşaklar yâd etmek yerine, hakkımızda hiçte iyi şeyler söylemeyeceklerdir.
Bu yüzden bir kez daha belirtmek gerekirse, şartlar içerisinde öngörülen kriterlerin yerine getirilmesi, olmazsa olmaz koşuldur.
***
Gündemde yer eden gelişmeler adına yadsımanın mümkün olmadığı önemli bir ayrıntı var ki, görmemezlikten gelinemez.
Sahip olunan değerlerin korunması kadar önemli olan temel nokta, yeni kuşakların istifadesine sunmak için gerekli yaklaşımı göstermektir.
Böylelikle aynı eğilim yıllar boyu devam edip gider.
Buna karşın tersi olur!
Hiçte arzu edilmeyen bir yaklaşım sergilenirse!
Her halde müsebbipler adına kabul edilebilir tavırlar içerisinde olunamaz.
Bu nedenle her kim olursa olsun, aklın yolu bir noktasından hareketle gereğini yerine getirmekle yükümlüdür.
Değilse vebal altına girileceğinde kuşku yoktur.
***
Gözlenen gelişmeler çerçevesinde, toplumun benimsediği ve de tasvip ettiği gelişmeler sergileniyor mu? diye bakıldığında, ne yazık ki çok da iyimser olamıyoruz.
Özellikle birçok yerleşim biriminde gözlendiği gibi yaşadığımız kent Muğla adına…
Kuşkusuz bu konuda en büyük sıkıntıyı çekenler, yerel yönetimlerin başkanları.
Bilhassa Büyükşehir Belediye Başkanı Op.Dr. Osman Gürün.
Genel anlamda Muğla’nın olmazsa olmaz özelliklerini korumak ve kollamakla yükümlü başkanın, bazı konularda sıkıntılı olduğu her vesileyle anlaşılıyor.
Hal böyle olunca, zorunlu olarak bir takım açıklamalar yapıyor.
Diyor ki;
“İmar ve Çevre Konularına yönelik “Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak bugüne kadar, bakanlık ve diğer kurumlara yaklaşık 120 dava açtık.
44 davamız devam ederken 37 dava lehte, 39 dava da ne yazık ki aleyhte sonuçlandı.
Otluk Koyu dahil hepsinde davalıyız.”
Hal böyle iken hiç kimse, başkan Gürün’ün afaki bir yaklaşım içerisinde olduğunu söyleyemez.
Değil mi ki söz konusu yerler, tüm dünyanın gözü üzerinde olduğu için korumak, kollamak ve gelecek kuşaklara aktarılması kaçınılmazdır.
Birinci derecede sorumlu yerel yönetim başkanı olarak Gürün’ün gereğinin yerine getirilmesi için hareket geçmesi, en tabiî yol, dolayısıyla hakkıdır.
***
Gelişmeler üzerine görüşlerini yansıtmayı sürdüren başkan;
“Öşür dağıtır gibi maden ruhsatı veriyorlar.
Maden İşleri Genel Müdürlüğü şirketlere diyor ki, şurayı sana maden arama ruhsatı olarak verdim. Dolayısıyla orada sondaj yapılıyor. Altında ne var üstünde ne var! bakılmıyor.
Su mu var, endemik bitki mi var bakmıyor.
Sonra da işletme ruhsatları veriyor.
Hal böyle iken, benim kontrolümde olmadığı için sen burada ne yapıyorsun? kardeşim demek mümkün değil.
Dolayısıyla maden yasasının değişmesi lazım…
Bilmem, gerçekleri dile getiren başkan Gürün’ün gelişmelere yönelik yaklaşımlarına karşı çıkar olur mu?
Kaldı ki çıkılmaması gerekir.
Zira BAŞKA MUĞLA YOK…