Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

Babasından öğrendiği “sepet örme” sanatını yarım asırdır sürdürüyor

Muğla’nın Seydikemer ilçesinde yaşayan

Muğla’nın Seydikemer ilçesinde yaşayan Recep Yaman, su kenarlarında yetişen hayıt, kargı ve söğütten ördüğü sepetlerle hem geçimini sağlıyor hem de unutulmaya yüz tutmuş mesleği yaşatmanın mücadelesini veriyor.

Seydiler Mahallesi’nde ikamet eden işçi emeklisi 65 yaşındaki Yaman, 50 yıl önce babasından öğrendiği mesleği ayakta tutmaya çalışıyor. Yaz aylarında bölgedeki su kenarlarında yetişen söğüt ağaçlarının dallarını kesen Yaman, bunları bağ haline getirerek sırtında evine taşıyor.

Bazı dalların kabuğunu soyarak kurutan Yaman, taze kestiği dallarla harmanlayarak farklı boyutlarda sepet örüyor. Yaman, kış aylarında da kargı ve hayıt ağacı dallarını toplayarak üretimini sürdürüyor.

Yaman, el emeği göz nuru ürünlerini evinin önüne koyduğu tezgahta satışa sunuyor.

– “Ay, karanlık olduğu zamanlar daha sağlam oluyor”

Recep Yaman, AA muhabirine, babasından miras mesleğini gelecek kuşaklara aktarmak için isteyenlere öğretmeye hazır olduğunu söyledi.

Hayıt, kargı ve yazın da söğütten sepet ördüğünü anlatan Yaman, “Ay, karanlık olduğu zamanlar toplanan ağaçlardan yapılan sepetler daha sağlam oluyor. Kargıyı, hayıtı yaprak dönüm zamanında toplar kabuğunu soyar kuruturum. İşledikten sonra suyla ıslar örerim. Çok sağlam olur. Kesip hemen ördüğüm zaman daha az kullanılır. Kuru daldan örülen sepet yıllarca kullanılır. Yıllarca çiftçilik, işçilik yaptım, aynı zamanda sepet ördüm. Çok ekmeğini yedim.” diye konuştu.

– “Bu bölgede sepet ören artık kalmadı”

Sepetlerin büyüklüğüne göre örmenin zaman aldığını belirten Yaman, şunları kaydetti:

“Bazıları bir günümü alıyor. 50 ile 250 lira arasında satışa sunuyorum. Sağlam yaptığım sepetler 3-4 sene kullanılır. El emeği göz nuru. Geçmiş yıllarda halk eğitim aracılığıyla cezaevinde kurs da verdim. Bir ‘Allah razı olsun’ demeleri yeterli. Meslek devam etsin istiyorum. Bu iş gönül ve sabır işi. İlmek ilmek örülüyor. Kıymetini ölçmek çok zor. Pahalı derler ama bize göre pahalı değil. İşçiliğini, kıymetini bilen pahalı demez. Bu bölgede sepet ören artık kalmadı. Öğrenmek isteyene mesleğin devam etmesi için öğretmek istiyorum.”

(AA)