Nöbetçi Eczaneler
Kıyı Ege Belediyeler Birliği Aralık ayı toplantısında konuşan Birlik Başkanı Ahmet Aras, şu ifadeleri kullandı:
“Kıyı Ege Belediyeler Birliği’nin 2025 yılının son encümen toplantısına hepiniz hoş geldiniz.
Sözlerime başlamadan önce, vefatıyla hepimize tarifsiz bir acı yaşatan Şehzadeler Belediye Başkanımız Gülşah Durbay’ı rahmetle anmak istiyorum. Gülüşüyle milyonlara umut veren, enerjisiyle bulunduğu her yeri aydınlatan Gülşah Başkanımızın aramızdan bu kadar erken ayrılması hepimizi derin bir yasa boğdu. Ağız dolusu gülüşü, çalışkanlığı ve bitmeyen mücadele azmiyle kalbimizde yaşamaya devam edecek. Buradan bir kez daha kendisine Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve Manisa halkına başsağlığı diliyorum. Ferdi Başkanımızla birlikte Allah güzel cennetini nasip etsin.
Böylesi büyük acıların ardından konuşmak, devam etmek kolay değildir. Ama biliyoruz ki aramızdan ayrılan bu güzel insanların anısını yaşatmanın tek yolu, onların inandığı değerler için çalışmayı sürdürmektir.
2025 yılını üzüntüsü ve sevinciyle geride bırakıyoruz. Bir yılı kapatırken, durduğumuz yeri doğru tarif etmek ve yeni yıla birlikte bakmak; geleceği birlikte planlamak açısından önemli bir noktadır.
Bugün burada; geride bıraktığımız yılın muhasebesini yapmak, yaşadığımız sorunları ortak bir zeminde ele almak ve deneyimlerimizi paylaşarak önümüzdeki döneme daha güçlü hazırlanmak için bir aradayız.
“Birlik Olmadan Güç Olmaz”
Kıyı Ege; turizmin, tarımın, kültürün, emeğin ve doğanın iç içe geçtiği özel bir coğrafyadır. Bu zenginlik aynı zamanda ağır bir sorumluluğu da beraberinde getirir.
Mevsimsel nüfus artışları, altyapı üzerindeki yoğun baskı, iklim krizi, su stresi, kıyı alanlarının tahribatı, afet riski ve barınma sorunları; tek tek belediyelerin sınırlarını aşan, bölgesel akıl ve dayanışma gerektiren başlıklardır.
Kıyı Ege Belediyeler Birliği’nin anlamı tam da burada ortaya çıkar. Biz bu birliği bilgi paylaşan, deneyim aktaran, ortak çözüm üreten bir dayanışma zemini olarak ele aldık.
Bir belediyenin yaşadığı sorun, diğerinin de meselesidir. Bir yerde geliştirilen iyi uygulama, bütün bölge için yol göstericidir. Encümen olarak aldığımız her karar, bu anlayışın somut karşılığıdır.
“İklim Krizi ve İnsan Kaynaklı Doğa Tahribatı”
İklim krizi artık geleceğe dair bir öngörü değildir; Kıyı Ege’de gündelik hayatın parçası haline gelmiştir.
Kuraklık, su kaynaklarındaki azalma, ekosistem kaybı ve yangın riski kentlerimizi doğrudan etkiliyor.
Bununla birlikte doğa üzerindeki baskının tamamı iklim kaynaklı değildir. İnsan eliyle yapılan müdahaleler, kıyılarımızı ve doğal alanlarımızı ciddi tehdit altına sokmaktadır.
Dalaman’daki Kille Koyu örneği bunun en somut göstergelerinden biridir.
Kille Koyu’nda, Dalaman–Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ve doğal SİT statüsü içinde yer alan bu hassas alanda; toplam 45.933,42 m² büyüklüğünde, bunun yaklaşık 39 bin m²’si deniz yüzeyini kapsayan, 186 tekne kapasiteli kazıklı rıhtım ve yüzer iskelelerden oluşan bir bağlama düzeni yapılmak isteniyor. Bu ölçekte bir yoğunluk, koyun ekolojik yapısını bozar, kamusal niteliğini zayıflatır ve halkın kıyıya erişimini fiilen engeller. Kille Koyu, bir rant alanı değil; korunması gereken kamusal bir değerdir.
Bunların yanı sıra maden faaliyetleri, kıyıların özelleştirilmesi, yat limanı ve marina projeleri üzerinden doğaya yönelen baskılar; Kıyı Ege’nin değerini yaratan doğal güzellikleri geri dönüşü zor biçimde tahrip etmektedir. Yerel yönetimler, bu baskılar karşısında hem doğayı korumakla hem de kamu yararını savunmakla sorumludur.
“Turizm Baskısı ve Gelir Adaleti”
Turizm, Kıyı Ege için önemli bir ekonomik faaliyettir. Ancak plansız büyüdüğünde doğal denge üzerinde ciddi bir baskı yaratmaktadır.
Kentlerin planlaması; sabit nüfusa göre değil, turizmle birlikte oluşan gerçek nüfusa göre yapılmak zorundadır. Bu, hem turistlerin konforu hem de yerel halkın huzuru için gereklidir.
Turizmin yarattığı çevresel baskının azaltılması, altyapı yatırımları, atık yönetimi ve kamusal hizmetlerin sürdürülebilirliği açısından da hayati önemdedir. Ancak bu yük, belediyelerin bütçeleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır.
Turizm gelirlerinin daha adil paylaşılması; hem yükün dengelenmesi hem de kentlerin yaşam kalitesinin korunması için temel bir gerekliliktir.
“Ekonomik Zorlukların Kentler Üzerindeki Baskısı”
Ekonomik zorluklar, doğrudan yurttaşlarımızın yaşamına yansımaktadır. Artan yaşam maliyetleri, barınma sorunu ve gelir kaybı kent yoksulluğunu derinleştiriyor.
Bu tablo karşısında belediyeler, yalnızca altyapı hizmeti sunan kurumlar olmaktan çıkmış; sosyal yaşamı ayakta tutan yapılara dönüşmüştür.
Kreşlerden huzurevlerine, ulaşım desteklerinden sosyal yardımlara kadar pek çok alanda belediyeler, yurttaşın yükünü hafifletmeye çalışmaktadır. Bu çabalar, kentleri ekonomik krizlere karşı daha dirençli hale getirme iradesinin bir parçasıdır. Bu çabaların merkezi yönetim tarafından da desteklenmesi gerekmektedir.
“Umudu Büyütmek”
Tüm bu zorluklara rağmen geleceğe umutla bakıyoruz. Kentlerimizin gelişimi için yılmadan, kararlılıkla çalışmayı sürdürüyoruz.
Geçtiğimiz yıl boyunca; kentlerimiz ve bölgemiz için önemli çalışmaları hayata geçirdik. Birliğimiz çatısı altında bilgi paylaşımını güçlendiren, iş birliğini artıran ve belediyeler arası dayanışmayı büyüten adımlar attık.
Farklı ölçeklerdeki belediyelerimizin deneyimleri ortak bir havuzda buluştu. Bu yaklaşım, yalnızca bugünü yönetmek için değil; geleceği planlamak için de güçlü bir zemin oluşturdu.
“Geleceğe Bakarken”
Bu güçlü zemin üzerine önümüzdeki dönemde;
iklim uyum politikalarını,
kıyı ve su varlıklarının korunmasını,
dirençli altyapıyı,
sosyal belediyeciliği
ve bölgesel kalkınmayı Birlik çatısı altında daha güçlü biçimde ele alacağız.
Bu anlayışla yürüttüğümüz her çalışma, Kıyı Ege’yi daha yaşanabilir, daha adil ve daha dirençli bir geleceğe taşıyacaktır.
Toplantımızın verimli geçmesini diliyor, katkı sunan tüm encümen üyelerimize teşekkür ediyorum.
Birlikte çalışmaya, birlikte üretmeye ve Kıyı Ege’nin hakkını savunmaya devam edeceğiz.”
Bu haber 11 kez okundu.