Ülke olarak öylesine bir yıl geçiriyoruz ki, endişe etmemek mümkün değildi.
Sonra nasıl tedirgin olmazsınız?
Huzursuz olmanın ötesinde her kesimi etkileyen olayların biri bitmeden diğeri başlıyor.
Üstelik etki derecesi tahminlerin üzerinde seyredince.
Bu nedenle başlangıçta vurguladığım gibi endişe ve kaygı hakimdi.
Hem de her kesim tarafından.
***
Hal böyle olunca hangisinden dem vurmak gerekirdi….
Özellikle biri diğerinin fevkinde olunca…
Tahminlerin çok üzerinde bir alanın yanıp kül olmasına neden olan ORMAN YANGINLARINDAN MI?
Yakın süreçte bırakın ülkemizi, dünyada nadir hallerde gözlenen SEL FELAKETİNDEN Mİ?
Olağan bir olay haline gelen TRAFİK KAZALARI ve beraberinde yitirdiğimiz onca canlar mı?
Ve daha neler, neler!
Hangisi olursa olsun, birbirinin fevkinde olağanüstü olaylar olarak yerini aldılar.
Hem de geride silinmesi kolay olmayacak izler bırakmanın yanında, derin yaralar açarak.
***
Vurguladığım gibi sadece ülkemiz değil dünya genelinde böylesine birbirinin fevkinde olaylar silsilesi çok nadir hallerde gözlenmişti.
Dolayısıyla yıllar içerisinde etki yarattılar.
Buna karşın Türkiye’de meydan gelenlerin etki derecesi çok yüksek olduğu gibi kısa süre içerisinde birbirini takip eden olaylar oldu.
Bu yüzden kimler nasıl bir yaklaşım içerisinde olsa da ülkemiz, kısa bir zaman diliminde çok önemli doğa olaylarıyla karşı karşıya kaldı.
Hem de biri bitmeden diğerinin etkisi görülmüştü.
***
Kısa süre içerisinde böylesine etki yaratan olaylardan ormanların yanıp kül olduğunu görünce, üzülmemek elde değildi.
Sonra nasıl kahrolmazsınız!
Ormanlar ülkemizin doğal yapısını oluşturdukları gibi iklim koşulları üzerinde etki yaratan varlıklarımız arasındaydı.
Şimdi ise iklim şartları bağlamında bir takım sıkıntıların oluşmayacağının garantisi yok.
Özellikle yağmurlar olmak üzere çeşitli hava olaylarının oluşmasında ormanların ne denli etki yarattıkları göz önüne alınınca.
Bu nedenle çok önemli bir kesimde etkisini gösteren yangınlar, sadece ormanlarımızı tahrip etmekle kalmadı.
Zaman içerisinde tarım üzerinde de önemli ölçüde olumsuzluklar yaratacaktır.
***
Kısa süre içerisinde önemli ölçüde olumsuzluklarla yüz yüze geldik derken, buna neden olan kuşkusuz, birbirinin fevkinde meydana gelen doğal olaylardı.
İlişkin olarak bunların yarattığı AĞIR BLANÇO.
Bir tarafta tarihin en büyük felaketi olarak belirtilen, aşırı yağışların neden olduğu yıkımlar, bir o kadar etki yaratan sorman yangınları ve de onca insanımızın hayatına mal olan trafik kazaları.
Bakıldığında Kastamonu ilimiz ve bağlı ilçeler, aşığı yağışlardan en fazla etkilenen yerleşim birimleri olarak ön plana çıktılar.
Hem de şu an itibariyle 70 vatandaşımız hayatını kaybetmişti.
Kaldı ki aramalar devam ediyordu.
Ümit ederiz daha fazla can kaybı olmazdı.
***
Başlangıçta belirttiğim gibi içinde bulunduğumuz süreçte gözlenen bir başka felaket, yaşadığımız kent Muğla ve komşu illerin bazı kesimlerinde etkisini göstermişti.
Ne var ki asıl tahribat Muğla’daydı.
Hem de 10 günü geçen süre içerisinde.
Sonrasında da belirtildiği şekliyle 66 bin Hektarlık alan yanıp kül olmuştu.
Buna karşın elbette ilgili bakanlık olmak üzere bir takım sivil toplum kuruluşlarının yardımıyla en kısa sürede ağaçlandırmalar yapılırdı.
Ancak, ormanların yanmadan önceki seviyelerine gelmeleri için ilgili ve yetkililerin açıklamasına göre en azından 30-40 sene gibi bir zaman dilimi gerekliydi.
***
Daha bir acı olan, bunca felaketler yetmezmiş gibi Trafik kazalarında her geçen gün yitirdiğimiz onca canlar, diğer alanlarda çekilen sıkıntı ve üzüntülere tuz biber ekmişti.
Hem de kolayına silinmeyecek şekilde.
Sonuçta gözlenen bunca olaylar üzerine tek bir temennimiz var.
Kısa sürede birçok alanda gözlenen AĞIR BLANÇO’nun etkisinden tez elden kurtulmak.