Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

“14 MAYIS’TA  DEĞİŞİM GERÇEKLEŞECEK “

Türkiye, gözünü 14 Mayıs’ta

Türkiye, gözünü 14 Mayıs’ta yapılacak olan Genel Seçimlere çevirirken Yenigün Gazetesi Muhabiri Esma Turan, Muğla’da partilerin il başkanları ile seçim sürecine yönelik özel röportajlar gerçekleştiriyor. Seçim özel röpotajlarının konuğu Geçtiğimiz günlerde CHP Muğla İl Başkanı olarak atanan Hüseyin Erol.

Erol, Turan’ın sorularını içtenlikle cevaplarken, seçimlere hem CHP hem de Millet İttifakı olarak Muğla’da ve Türkiye’de iddialı bir şekilde hazırlandıklarını söyledi.

-14 Mayıs Genel Seçimlerine sayılı günler kaldı. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi adeta ittifaklar seçimi olacak. Bu doğrultu da seçim çalışmalarınızı kısaca anlatır mısınız?

-Öncelikle biz, il ve ilçelerimizde seçim koordinasyon kurullarımızı oluşturacağız. Biliyorsunuz önümüzde iki seçim olacak. Tek bir zarf ama iki tane oy pusulası. Bunların biri milletvekilliği biri de Cumhurbaşkanlığı seçimi için. Cumhurbaşkanlığı seçimi için adayımız belli ve ittifak ile oluşmuş bir aday. Bu ittifağın içerisinde bulunan bütün siyasi partilerin destek ve katılımıyla oluşturulacak ortak bir anlayış ile Cumhurbaşkanlığı adaylık süreci devam edecek. Milletvekilliği seçimi ile ilgili olarak henüz hiçbir siyasi partinin milletvekili adayı belli değil. 7 Nisan’da YSK’ya listeler verilecek ve sanıyorum ki 9-10 Nisan’da aday listeleri kesinleşmiş olacak. Muğla’da şu ana kadar bizim bildiğimiz 54 CHP aday adayı var ama bu sayı değişebilir. Bütün aday aday adaylarımız bizim için kıymetli. Hepsi 14 Mayıs tarihine kadar seçimlere aktif olarak katılacaklar bizim arzumuz bu yönde. Listeler açıklandıktan sonra süreç biraz daha hızlanacak. Milletvekili adaylarımızı da tanıtacağız. Onlarla birlikte saha çalışmalarına başlayacağız.

Sizce Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura kalır mı?

Bence kalmaz. Bir defa Muğla için konuşalım, Muğla’da şu an da ittifakın ortak adayı olmasıyla birlikte muhalefet noktasında olan herkes adayı çok benimsediler ve sahip çıkıyorlar. Bunu hissediyoruz. Bize toplumdan gelen mesaj bu yönde. 2. tura kalacağını ben sanmıyorum. Tabi siyasetin doğası gereği birtakım uzlaşmazlık görüntüleri veriliyor olabilir. Ya da bu arzulanıyor olabilir ama biz bunların içerisinde olmayacağız. Tartışmaların, kavgaların içerisinde olmayacağız. Biz çok ortak ve bütünleştirici bir anlayış ile seçime gidiyoruz. Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli seçimi ama biraz buruk gidiyoruz. Malum bu deprem felaketi hepimizin içerisinde hüzün bıraktı. Seçiminin demokrasinin gereği olarak içimizde bir coşku olması lazım. Ama bu coşkumuz eksik. Geçmiş dönemlerde yaşadığımız seçimlerden biraz daha farklı bir propaganda süreci işleyecek.

-15 Mayıs sabahı Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi kazanırsa Türkiye nasıl bir güne uyanır, adayınız Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa nasıl bir güne uyanır?

3-Burada bizim verdiğimiz mücadele, halk için verilen bir mücadele. Saray ve etrafı tamamen kendi yakınlarının iktidarı oluşturan anlayışta bir iktidar. Ranta dayalı, üretimden uzaklaşmış bir ekonomi. Ama bu ekonominin halka yansıması nasıl oldu? İşte bütün veriler ortada. 2002 yılındaki enflasyon oranlarına bakın, 20 yıl sonra iktidarın getirdiği noktada bu enflasyon iki katına çıkmış durumda. Sermayenin ve ücretli çalışan sınıfın ekonomiden aldığı paya bakın, bu baraj açılmış durumda. Orta direk tamamen yok olmuş. Ücretli çalışan kesim ekonomiden yüzde 27 pay alabiliyor, sermaye kesimi yüzde 54 pay alabiliyor. Bugün toplumun her kesimi bu kırılmanın sancılarını derinden yaşıyoruz. Eğitim zaten adeta paralı sisteme dönüşmüş durumda. Sağlıkta da bunları söylemek mümkün. Adalet ki bizim birinci çatımız. Adalet yok hep bunu söylüyoruz. Adaletsizlik var. Adalet sadece mahkeme kapılarındaki sistemin işlediği süreç değil. Adalet fırsat eşitliği, hepimizin sosyal refaha ulaşması, toplum içerisinde eşitlerimizle kuracağımız denge demek. Bu dengeyi kaybettiğimiz zaman bu sistemin sancıları toplum üzerinde büyük sancılara yol açar. Bizim eleştirimiz, sistemle ilgili. Kişiler değil. Bu seçim, bir kişiyi değiştirmekle ilgili değil, bu seçim sistemi ve anlayışı değiştirmekle ilgili. Bu anlayış, bu ülkeye zarar veriyor. Bu sistemin mutlaka değiştirilmesi lazım. Yani mecvut Cumhurbaşkanı o göreve devam ederse bu sistemin ağrılarının toplum üzerindeki baskısı çok daha fazla artar. Halk üzerindeki yük biraz daha yükselmiş olur. Bunu ne kadar sürdürülebilir hale getirirler o da ayrı bir nokta. En çok önem verdiğimiz şey, adalet ve demokrasi. Çünkü ekonominin temel ve belden bağlı olduğu iki unsur. Siz eğer kendinizi artık dünyaya bu noktada eksik olarak anlatırsanız, adalet ve demokrasi yönünden eksik olduğunuzu gösterdiğiniz zaman bu sefer ülkenizi yatırım gelmiyor, bütün rekabetçi politikalardan uzak kalıyorsunuz ve bu da geniş halk kitlelerinin gelir düzeyleri ile ilgili bir sıkıntı yaratmış oluyor.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olduğu takdir de bir güvence verecek. Zaten bu güvenceyi bugünden belki de dünyada hiç örneği olmayan bir mutabakat metni ile ortaya koydular. Mutabakat metni bir hükümet programı aslında. Orada Millet İttifakı’nın neler yapacağı tek tek sıralanmış durumda. İlkeler oluşturuldu. Şöyle bir konu asla akla gelmemeli, ‘Bu ittifak, seçim kazandığı takdir de birbiri ile çatışır, bazı uzlaşmazlıklar yaşar, kavga eder’ anlayışı tamamen yanlış ve hatalı bir anlayıştır. Çünkü bu ittifak ilkeler üzerinde anlaşan, birlikte olan ve Türkiye’nin ekonomisiyle, üretimiyle, eğitimiyle, adaletiyle ilgili bütün politikaları zaten belirlemiş olan ve bu politikaları hayata geçirecek olan bir anlayışı temsil etmektedir. Sırasıyla neyi vadettiysek, mutabakat metninde yazan bütün hususları yerine getireceğiz. Türkiye’nin en önemli sorunu, bugün içinde yaşadığımız bu sistem sorunu. Bu sistem sorununu aşmadan, ülkeyi daha demokratik hale getirmeden hiçbir konuya sağlıklı çözüm üretmeyiz.

-CHP bugüne kadar hemen hemen bütün seçimlerde adaylarını geniş katılımli ön seçimle belirledi. Bu kez diğer partilerde oldupu gibi CHP’de de ön seçim olmayacak. Kesin liste açıklandığında bu tabanda bir rahatsızlık yaratır mı?

-Daha önceki seçimlerde ön seçim, temayül yoklamaları şeklinde demokratik yollar benimsendi. Tabi önümüzdeki seçim çok dar. Bir iki haftalık süreçte bu yöntemlerin kullanılıyor olması çok sağlıklı olmaz. Gerçekleştirilmesi de mümkün değil. Tabi biz örgüt olarak demokratik yolların uygulanması konusunda elbette ısrarcıyız ve samimiyiz. Ama objektif kriterlerle bir değerlendirme yapılacak. Muğla özelinde biz, hem Muğla coğrafyasını kapsayan hem liyakate uygun, özellikle partili olan ve parti görevlerinde bulunmuş kişilerin bu süreçte aday olması düşüncemiz var. Tabi aday adaylarımızın yapmış olduğu görevlerde toplumla olan ilişkileri, kendi meslek hayatlarında meslektaşları ile olan ilişkileri, Muğlalıyla olan ilişkileri ve bakış açıları ülkeye ne kazandıracakları çok önemli. Şu an da aday adayları, iktidar partisinin aday adayı. Dolayısıyla sorunlara çözüm üreten, cevap veren ve yeni bir bakış açısıyla bu ülkeye hizmet edecek insanlar olmalı, biz böyle değerlendiriyoruz. Umarız genel merkezimizde bizlerde bu kriterler ışığında adaylarımızı belirleyeceğiz. Biz kavga siyaseti yapmıyoruz. Kavga edecek, birbirimizi kıracak bir sürecin içerisinde değiliz. Bütün örgütümüz de bu bilinçte. Onun için adaylarımızı biz bu kriterlerimizle belirlediğimizde takdirde örgütümüzde sahiplenecek, benimseyecek.

-Muğla’da kaç milletvekili çıkarmayı hedefliyorsunuz. İlk sıralarda kadın adaylar olacak mı?

-Ben listelerimizde en az iki kadın aday olmasını arzuluyorum. Bunu da toplantılarda, gittiğim yerlerde ifade ediyorum. Umarız olur, Muğla’ya yakışır diye düşünüyorum. Tabi 7 milletvekilinin şu an da 4’ü CHP’li. Biz arzu ederiz ki 7 milletvekili de CHP’li olsun. Ama biz 4’ü 5 yapmaya gayret edeceğiz. Tabi bu halkın takdiri. Biz, 7 milletvekilini de partimize kazandırmak için gayret göstereceğiz. Bu bir siyasi rekabet. Kavga ederek değil, uzlaşı ile ve demokrasinin birleştirici gücüyle hareket edeceğiz. Halkımız takdir ederse inşallah bu sefer en az 5 milletvekilini de Muğla’mızda göreceğiz.

-Aday adaylarınız Genel Merkezde Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztırak ile görüşmelerini yapıyor. Peki genel merkez il ve ilçe başkanlarına adaylar konusunda görüşlerini soracak mu?

-Aday adaylarımız genel merkezimizde Genel Başkan Yardımcımız Faik Öztırak ile görüşmelerini yapıyorlar. Daha sonra bize sorulduğunda öncelikle olmazlarımız varsa ama bu, isimler üzerinde değil de olmazlarımızla, olurlarımızla, objektif kriterlerimizle ifade ederiz.

-2019 yerel seçimlerinde Köyceğiz Belediye Başkanlığına aday olmuştunuz. Yeniden aday olacak mısınız? Genel seçimlerin ardından olası il kongreleri düzenlendiğinde il başkanlığına aday olacak mısınız?

-Ben bu göreve gelirken Köyceğiz İlçe Başkanımıydım. Bu görev de benim talebim ile olmadı. Çünkü bizim Köyceğiz’de verdiğimiz bir mücadele var. Orada dostlarımız, arkadaşlarımız var. Onlarla gurur duyarak mücadele ettik. Tabi partim böyle bir görev takdir etti. Bende bu görevi üstlendim. Bundan sonra yine benim talebimle değil yine partimizin takdiri ile olacaktır. Biz her türlü görevi yapmaya hazırız. Seçimden sonra kongre, kurultay süreci açarlar mı belli değil. Seçim tamamlandıktan sonra ortaya çıkacak resme göre belli olacak. Mahalle delegeleri, ilçe kongreleri, il kongreleri ve kurultayımız 5-6 aylık bir süreci kapsıyor. Biz halka rağmen siyaset yapamayız. Partilimiz ve halkımız neyi takdir ederse biz o yönde tavır geliştireceğiz.

-Özellikle Muğla’da diğer siyasi partilerden bazı isimlerin CHP’ye üye olup aday adayı olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

-Olumlu değerlendiriyorum. Bakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes gelip partilerimizden aday olabilir. Biz, bir kitle partisiyiz. Partide görev yapmış insanların, aday olma yönünde beklentilerinin olması gayet doğaldır. Çünkü yıllardır bu siyaset içerisinde mücadele etmişler. Keşke dediğim gibi bir ön seçim metodu olsaydı bu daha doğru olurdu. Biz kapımızı kimseye kapatmıyoruz. Dediğim gibi adaylarımız iktidarın milletvekili adayı olacaklar. Bütün illerimizde CHP’ye çok fazla bir eğilim var. Ben bu eğilimi iktidarın ayak sesleri olarak değerlendiriyorum. 14 Mayıs’ta işimiz bitmeyecek. 15 Mayıs’ta  bu ülkeyi yönetmekle ilgili iddiamız var. Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışımız var. Bu süreç bittikten sonrada Türkiye’de bizimle olan herkesle yol yürüyeceğiz.

-Son olarak neler söyleyeceksiniz?

Zor bir seçime gidiyoruz. Bizim için en önemli konu, seçim güvenliği ve sandık güvenliği. Bununla ilgili örgütümüz çalışmalarını son derece iyi bir şekilde gerçekleştiriyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği çok önemli iki unsur var. birisi Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi. Biz bu iki önemli unsurun bayrağını yükseltmek için elimizden geleni yapmak zorundayız. Demokrasi değişimle nefes alır. Türkiye’de 20 yıldır bir değişim gerçekleşmedi. Halkımızın da demokrasinin de nefes alabilmesi için bu değişime ihtiyaç var. 14 Mayıs’ta bu değişim gerçekleşecek ve ülkemiz derin bir nefes alacak.